Merhaba canlarım! Nasılsınız?
Biliyorum, bölüm çok fazla gecikti. Ama inanın yazmaya hiç fırsatım olmadı. Umarım anlayışla karşılarsınız. Uzun bir bölüm olduğunu düşünüyorum. İnşallah beğenirsiniz. Fazla uzatmadan bölüme geçelim öyleyse,
İyi okumalar!
---
21.Bölüm- "Şansım"
"Hayatta herkesin bir şansı vardır, bize düşen sadece onun gelmesini beklemek..."
23 Eylül 2014; (Yazarın anlatımıyla)
İstanbul da normalinden farklı bir sonbahar mevsimi yaşanıyordu. Eylül sonu olmasına rağmen, hava bunaltıcı derecede sıcaktı. Güneş sanki tüm o iş ve okul derdinde olan insanların inadına mükemmel şekilde parlıyordu.
O sırada okul için tüm hazırlıklarını tamamlamış olan Aymira, çantasını sırtına aldıktan sonra odadan çıkmak için kapıya yönelmişti ki, alt kattan gelen kardeşi Enes'in bağırma seslerini duydu.
"Gitmeyeceğim anne! Zorlama artık."
Bu sözlere Aymira sadece gözlerini devirdi. "Her zamanki gibi." diye düşündü içinden. Enes okula gitmemek için direniyordu. Haliyle annesi de bıkkınlıkla ona karşı çıkınca, sonuç olarak kavga çıkması kaçınılmazdı.
O esnada Aymira daha fazla kapısının yanında dikilmeyerek olaya müdahale etmesi gerektiğini düşündü. Hemen ardından hızla merdivenlerden inip annesi ve kardeşinin yanına gidip ortalarına geçti ve "Tamam!" diyerek gerilen ortamı yumuşatmaya çalıştı. Neyse ki bu sefer işe yaramıştı da, ikisi de susmuştu.
Biraz sonra annesi son kez sıkılmış bir sesle, "Ben artık kardeşinle başa çıkamıyorum kızım. Sen konuş." dedi ve mutfaktaki işine geri döndü.
Salonda yalnız kalan iki kardeş, öylece dururken, Aymira kolundaki saate baktı ve okul saatinin yaklaştığını görünce daha fazla beklemeden, "Geç bakalım." diyerek koltuğu işaret etti kardeşine. Artık konuşmaya bir yerden başlamaları gerekiyordu.
Koltuğa oturduktan sonra Aymira ciddiyetle, "Ne oluyor Enes?" dedi biraz öfkeyle karışık bir ses tonuyla. "Bir haftadır her gün gün zorluk çıkarıyorsun. Bir derdin mi var, ablacığım?"
Bu sözlerden sonra Enes de anlamıştı ablasının ciddiyetini. Çünkü ablasının ona ismiyle hitap ettiği nadir anlardan biriydi bu. Bu yüzden çok da uzatmadan, "Evet," dedi. "Bir sorun var."
Aymira, "Bana anlatabileceğini biliyorsun. Hadi anlat bana." dediğinde Enes derin bir nefes aldı ve belki de çocukluğun ona verebileceği ve ona göre çok önemli olan meseleyi anlatmaya başladı ablasına.
"Bizim sınıfımızda Emre diye bir çocuk var. Geçen gün okulun bahçesinde düştüm diye benimle sürekli dalga geçiyor. Ben ona yapma dedikçe, 'Ben senin arkadaşınım.' deyip yapmaya devam ediyor. Ben de çok utanıyorum, bir şey de diyemiyorum bana küser diye. Okula gitmezsem yapamaz diye de gitmek istemiyorum."
Enes'in söyleyecekleri bitince Aymira sabır dilenircesine bir nefes verdi. İçinden, "Cidden tüm sorun bu muydu?" diye düşünse de düşünüldüğünde Enes daha küçük olduğu için onu incitmek istemedi ve kendini onun yerine koyarak,
"Bak Baş Belası," deyip başladı sözlerine, "Emre seninle dalga geçiyorsa o senin gerçek arkadaşın değildir ve hiç olmamıştır. İnsanlar bazen sırf eğlence olsun diye, karşısındaki kişiyi düşünmeden kırıcı olabiliyor. Bu gerek senin için gerekse başkaları için geçerli bir durum. Senin yapman gereken tek şey ise Emre ile arkadaşlığını bitirmek ve onunla konuşmamak. İlk zamanlar yanına gelip sana sataşabilir ama sen onu aldırma ve sana bir şey dediğinde ona cevap bile verme çünkü inan bana Baş Belası, bazen susmak en büyük cevaptır. "

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ODAMDAKİ SIR (Tamamlandı)
Novela JuvenilDüşünsenize ; İki yıldır okuduğunuz üniversitede sessiz, sakin, rahat ve mutlu bir hayat sürerken hayatınıza bir kız giriyor ve her şeyi mahvediyor... Aymira'nın yurttaki yeni oda arkadaşı olan Sıla'nın her ne kadar dışarıdan gözükmese de sadece Ay...