6. BÖLÜM- "İyilik"

264 90 23
                                    

Yukarıdaki müziği açalım, gençler.

Yorum atmayı, oylamayı unutmayın^^ Bölüm sonunda görüşürüz...

İyi okumalar<3

---

5. BÖLÜM- "İyilik"

"Başına gelebilecek en güzel şey, belki de çoktan başına gelmiştir. Her zaman iyi düşün."

Bir insan bir duyguyu defalarca kez yaşayınca o duygu o kişinin gözünde zamanla önemsiz bir duygu haline gelmeye başlıyor. Çünkü günlerdir yaşadığım tek duygu 'şok' duygusuyken fark ettim ki bu duygu artık bana o kadarda yabancı gelmiyor. Enes'in evden kaçtığını öğrendikten sonra şaşırdım. Hem de çok şaşırdım. Ama nedenini bilmediğim bir şekilde Enes'in yüzüne tepkisiz bir şekilde bakmaya devam ettim. Çünkü alıştım...

Karmakarışık düşüncelerimin ardından sonunda kendime geldim ve boş gözlerle Enes'e baktım:

"Neden böyle bir şey yaptın?" 

"Abla, anne ve babamı biliyorsun her anları kavga gürültü. Yıldım artık. Bir de sürekli beni küçük bir çocukmuşum gibi umursamıyorlar, görmezden geliyorlar. Ben de en son ettikleri kavgadan sonra dayanamadım ve kaçtım."

O bunları söyledikten sonra öfkeyle ayağa kalktım ve:

"Seni ne kadar merak etmişlerdir, haberin var mı!?" diyerek bağırdım. Bu ani çıkışımdan sonra Enes yutkundu ve konuşmaya devam etti:

"Bilmiyorlar..."

"Nasıl bilmiyorlar?"

"Gelmeden önce onlara bir haftalığına yakın bir arkadaşıma gideceğimi ve orada kalacağımı söyledim. Sonrasında da arkadaşıma eğer annem ararsa bir şey söylememesi konusunda sıkıca tembihledim." 

Duyduklarım her defasında beni birazcık daha şaşırtırken konuşmaya devam ettim:

"Bileti nasıl aldın?"

"Para biriktirdim ve bir gün okul çıkışında gidip aldım." dediğinde derin bir nefes aldım ve tekrardan oturdum. Sustum... sadece sustum. Çünkü diyebilecek bir şeyim yoktu. Her şeyi planlamıştı ve planları da işe yaramıştı. Annem ve babam beni aramadığına göre ruhları bile duymamıştı. Biraz daha sustuktan sonra bakışlarımı Enes'e çevirdim. Gözleri dolmuştu ve başını eğmişti. Onu böyle görmeye içim elvermediğinden gülümsedim ve ayağa kalkıp:

"Yine yaptın yapacağını, başımın belası." diyerek ona sarıldım. Enes de bana sarıldı ve sessizce:

"Özür dilerim, abla." dedi. 

"Özür dileme, halledeceğim." dedim ve kafasını öpüp geri çekildim. Sonrasında da Enes'e dönüp:

"Biraz uyu ve dinlen, ben de kafeteryaya inip bir kahve alıp geleceğim, tamam mı?" dedim.

"Tamam" dedikten sonra yatmasına yardımcı oldum ve hızla odadan çıktım. Merdivenlerden yavaş yavaş kafeteryaya indim ve bir masada oturan Yaren, Hasan, Zeynep ve Yiğit'in yanına gittim. Yanlarına varınca:

"Diğerleri nerede?" dedim. Zeynep bana dönüp:

"Melis'in bankada işi varmış. Alp ona yardımcı olmak için gitti. Sıla'nın da sınavı varmış." dedi.  Kesin sınavı vardır zaten. Yoksa neden gitsin!? Neyse... Anladım anlamında kafamı salladıktan sonra mahcup bir sesle "Siz de yoruldunuz ben buradayım, gidebilirsiniz." dedim. Yaren anında bana:

"Olur mu öyle şey, yardıma ihtiyacın falan olur." dediğinde Yiğit:

"Ben de burada kalacağım, siz gidin." dedi. Bir kaç saniye daha tereddütle bize baktıklarında Hasan bize:

ODAMDAKİ SIR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin