Hogsmeade

1K 76 26
                                    

Selam buraya bir spotify listesi bırakıyorum, okurken dinlersiniz diye :3 

https://open.spotify.com/playlist/5hrSgviVUIUkGGcKX3uwPv?si=Tul8z7RmQGG_u6MxR7PcPA

      Bu olaylar ardından birkaç hafta öyle çabuk geçmişti ki, Hogwarts'ta zamanın normal zamandan daha hızlı geçtiğinden emindim.

Bulduğum her boş vakti kütüphanede geçiriyor, kütüphanenin kitapları kimin ne zaman alıp ne zaman teslim ettiği yazan çizelgeleri kontrol ediyordum. Yani her kitabı. Snape'in okuduğu kitapları buluyordum. 

Cisimlenme dersinden sonra grubu bırakıp kütüphaneye gittim. Yine kitap araştırmam devam ediyordu.

Sihirli bitkilerle ilgili nasıl bu kadar çok kitap olabilirdi ki? İçlerinden 5 tanesini aldım ve okumaya başladım. Zaman dediğim gibi o kadar hızlı geçiyordu ki, kütüphanenin kapanma vakti gelmişti. Ama yaklaştığımı hissediyordum. Çünkü her kitaba bakmıştım ve bu kütüphanede her şeyin ama her şeyin cevabı olması gerekiyordu.

Sabah erkenden uyandım bu sebeple. Artık sabırsızlanıyordum bulabilmek için. O kadar erken kalkmıştım ki, güneşin doğuşuna daha saatler vardı. Ortak salona gidip, şöminenin başında ısındım. Snape bu kitabı geçen yıl okumuştu, ondan o kadar gerideydim ki sinirlerim bozuluyordu. A ile başlayan bitkileri incelemeye başladım. O kadar fazlaydı ki! Bu cilt sadece A'dan C'ye kadar olan bitkiler için yazılmıştı.

Uykum gelmeye başlamıştı ki, şu başlığı görünce tamamen kaçtı.

Aconitum/Kurtboğan

Kurtboğan, 50–199 cm yükseklikte, çok yıllık, otsu bitkilerdir. Çiçekleri sarı, morumsu ya da koyu mavi renkte olabilir. İçerdikleri dolayı çok zehirlidirler.

Altında da bu otun bin bir çeşidi vardı. Ancak sadece 5 tanesi İngiltere'de vardı. O kadar rahatlamıştım ki, kitabı kapatıp derin bir nefes aldım. Ne yapacaktım şimdi? Bu otu bulmamız gerekliydi artık. Yine de önemli bir kısmı yapmış gibi hissediyordum. Dışarıya baktım, kardan yerler görünmüyor ve hala da yağıyordu. Sessizlik hakimdi her yere. Hogwarts'ı dışarıdan görmek istedim, karlar içinde, sivri kulelerine tutunan karlarla.

Bu olayı kutlamalıydım bu sebeple odaya gidip hemen kışlık kıyafetlerimi giyinip dışarı çıktım. Dondurucu soğuğa aldırmıyordum, yukarı bakıp yağan karı, Hogwarts'ın yamuk kulelerinde karların zorla çatıya tutunmalarını izliyordum. Kendi etrafımda dönüyor ve karın tadına bakıyordum. Her şey o kadar sessizdi ki beynimin bu kadar gürültü yapması beni rahatsız ediyordu.

Yere uzandım ve güneşin doğmasını seyrettim, karda melek yapmayı da ihmal etmedim. Sabah uyanan herkes hayal kırıklığına uğrayacaktı çünkü yerde basılmamış kar bırakmamıştım. Yeterince üşüyüp dışarıda kalamayacak duruma geldiğimde içeri girdim. Zaten kahvaltı başlayacaktı birazdan.

Gryffindor salonuna girdiğimde çapulcular çoktan uyanmışlardı, en azından oraya kadar gelmeyi başarmışlardı. James, Lily'i bekliyordu, Remus bu saatte bir kitap okuyordu, Peter pijamasını değiştirmeyi unuttuğundan odaya geri dönmüştü, Sirius ise başını koltuğa yaslamış hayatını sorguluyordu.

Benim girdiğimi görünce bana doğru baktılar. ''Carmen?'' James'in kafası karışmıştı.

''Garip görünüyorsun, şey gibi...''

''Uyuşturucu etkisinde gibi.'' Sirius, Remus'un sözünü tamamladı.

''Teşekkürler, size de günaydın.''

Under StarsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin