Kar Baykuşu

685 43 19
                                    

      Remus'un bu kadar sabırlı olmasına hayrandım, belki ondan sabır konusunda bir şeyler öğrenmeliydim çünkü ben bile kendime karşı bu kadar sabırlı değildim. Hala Patronus oluşturamamış olmama rağmen Remus'un bana olan inancı tamdı.

''Ben hep Quidditch'te kazandığım anları düşünürüm,'' dedi James ve şaka yaptığı her halinden belliydi.

''Bende James'i reddedişlerimi düşünürüm,'' Lily içini çekti ve uzaklara dalarmış gibi yaptı, ''mutlu zamanlar,'' dedi.

''AA bir anı geldi aklıma!'' Büyük Salon'da yemekte olmasak hemen yapacaktım Patronus'u. En azından deneyecektim ama herkesin ortasında Patronus'un utanç verici bir şey çıkarsa diye yapmadım.

''Gelmemi ister misin?'' dedi Sirius. Bana olan ilgisini herkes çoktan farketmişti.

''Sanırsam kendim denesem daha iyi olur.'' Yemekten çıkıp kendi odamıza gittim, herkes yemekte olduğundan bomboştu. Geçen yazı düşündüm önce beraber kamp yaptığımız günü, kesinlikle çok mutlu bir andı benim için kamp ateşi etrafında toplanmamız, beraber şarkılar söylememiz. Asamı doğrultup denedim, her zamankinden büyük bir mavi ışık çıkmıştı ama henüz tam formuna ulaşamamıştım. Çok sinirlenmeden kendimi sakinleştirdim.

Tamam, belki de olmamasının sebebi hala çok yakın arkadaşlarıma yalan söylüyor olmam olabilirdi. Tüm tatil boyunca içim rahat değildi. Tatilden sonrasını düşündüm, septirdiğim gün kesinlikle mutlu bir gün değildi. Eğer zamanı dondurup sadece bir zamanda yaşamak zorunda olsaydım hangi anımı seçerdim diye düşündüm. Potterlardaki tatil olmalıydı! Bunda mutsuz bir yer yoktu, herkese doğruyu söyledikten sonra bile beni reddetmemişlerdi ve Potterların evinde kendini ait hissetmemek imkansızdı.

''Expecto Patronum!'' Asamın ucundan çıkan mavi ışık öyle güçlüydü ki gözlerimi kısmak zorunda kaldım, parlak ışık içindeki hayvan zor belli oluyordu ama odanın penceresinden geçtiğinde net bir şekilde kar baykuşu olduğunu gördüm. Onun biçimini gördüğümde içim mutlulukla doldu, çok rahatlamıştım önce Patronus'u yapabildiğim, sonrasında Patronus'um tam beni ifade eden bir hayvan olduğu için. Baykuş bana büyülü dünyayı ifade ediyordu, beni her zaman mutlu eden bir şeydi.

Peeves'in bu yılki Sevgililer Günü için uydurduğu müstehçen şiiri duymazdan gelip sevincin verdiği adrenalinle yeniden Büyük Salon'a döndüm. Masaya otururken, ''Euraka!'' diye bağırdım.

Safkanlar hiçbir şey anlamadılar ya da bir büyü yaptığımı zannettiler ama Lily, Mary ve Marlene telaşla Patronus'u sordular.

''Euraka da ne demek?'' diye sordu Peter.

''Arşimet suyun kaldırma kuvvetini bulduğunda öyle demiş, 'buldum' demek,'' dedim.

''Arşimet'i duymuştum,'' dedi Sirius.

''Her neyse, Patronus'un ne?'' Remus merakla sordu.

Asamı kaldırdım ama yanımdaki James hemen elimi indirdi, ''Potansiyel Ölüm Yiyenlerin olduğu odada Patronus'unu herkese göstermeyeceksin herhalde!'' dedi.

Her şeyin ciddiyetini çok iyi anlamıştı James, ''Pardon akıl edemedim,'' dedim. ''Kar Baykuşu.''

''Aaa! Çok tatlı.'' Dedi Mary. Herkesin yüzünde bir gülümseme oluşmuştu.

Yemekler çoktan bitmişti, artık Ortak Salon'a gidip ders çalışma vaktiydi. Son zamanlarda Sihir Tarihi'nde çok zorlanıyordum, cincücelerle at adamların savaşı hiç ilgimi çekmiyordu özellikle sonunda cincüceler kazanmışken. Lily ve Remus hepimize anlatıyorlardı ve akılda kalacak notlar tutarak çalıştırıyorlardı.

Under StarsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin