Noel 77'

370 41 0
                                    

      Noel gelene kadar kafayı yemek üzereydim, Sirius'un yanında normal davranamıyordum ya çok uzaktım ya da yersiz konuşuyormuş gibi hissediyordum. Ama o her zamanki gibi normal davranıyordu, hem havalı, hem zeki ve çekici olmayı başarıyordu aynı zamanda. Kendi kendime hayatında biri olduğuna ikna olmuştum. Lily, James'ten öğrendiği kadarıyla böyle bir şeyin olmadığını söylüyordu ama kendimi üzmekte bir numara olduğumdan kimseye inanamıyordum.

Diagon Yolu'ndaki nöbetlere devam ediyorduk, yine de büyücü aileleri öldürülüyordu. Bu yüzden kendimizi çoğu zaman işe yaramaz hissediyorduk. Kendi gözlerimle gökyüzünde karanlık işareti görmek, hortkuluklara karşı savaşmaktan çok farklı bir şeydi.

James, Lily'e evlenme teklifi ettikten sonra Noel gecesi tüm arkadaş grubu olarak Sirius'ta toplandık kutlama yapmak için. Küçük dairede sanki Hogwarts'ta odadaymışız gibi sıkışmıştık. Marlene, evde hazırladığı cupcakeleri dağıtmıştı hepimize ve beğendiğimize dair sesler çıkararak onları yiyorduk.

Sirius bana karşı daha az korumacıydı, ilk Diagon Yolu ve Bakanlık'ın etrafında devriye gezmeye başladığımızda beraber gezmekten vazgeçiremiyordum onu. Şimdi ise ona tek başıma halledeceğimi söylediğimde bir şey yapmıyordu. Bu durumda beni onun en küçük hareketlerini analiz etmeye yöneltiyordu.

''Çocuklar, James'in yüzünü görmeniz lazımdı.''

''Evet, ağlamak üzereydim.'' Lily ve James, Lily'nin evlenme teklifini kabul etmiyorum diye şaka yapmasından bahsediyorlardı. ''Lily dedi ki; 'senin kız arkadaşın oluyor olmam, hemen evlenmek isteyeceğim anlamına gelmez. Belki hiç evlenmek bile istemeyebilirim,' ve Lily'le erken evlenme kararını beraber vermiştik, ama o öyle ciddiydi ki benimde onu ciddi algılamayacak halim kalmamıştı.''

''Onca yıl Hogwarts'ta yaptığın şakaların yerine sayarsın.''

''Biz bu kadar acımasız değildik, Mrs. Çatalak,'' dedi Sirius. Mrs. Çatalak demesi hoşuma gitmişti.

''Evet, onu kitapları yüzlerini ısıran 1. Sınıflara söyleyin bir de.''

''Oturduğunda poponun ne kadar büyük olduğunu bağıran tuvaletleri unutmayalım lütfen,'' diyerek ekleme yaptı Mary ve hepimizi kahkahaya boğdu.

''Lily'nin yaptığı adildi,'' dedi adillikten bahsedecek son insan olan Peter.

''Bence de,'' dedi Marlene.

Eskisi gibi müzik açıp çılgınca dans etmedik, bunun için yeterince üzgündü herkes. Ölen büyücü ailelerden birisi Molly Weasley'in ailesiydi, diğeri de Marlene'nin arkadaşının teyzesiydi. Yine de bu sözlenme olayını kutlamak için şampanya patlattık. Gecenin kalanında da konuşarak geçirdik, çoğunlukla savaşla ilgiliydi. Kim Voldemort'un tarafına geçmiş, kim ortalıktan kaybolmuş, kim ölmüş, kim yaralanmış...

''Geçen gün hastaneye Moody geldi, bir çatışmada bir lanet gözüne sekmiş, gerekli tedaviyi yapmamıza rağmen gözünü kaybetti,'' dedi Mary.

''Kendine büyüyle bir göz yapabilir aslında,'' dedim ve Sirius'la bakıştık. Ona Moody'nin yaralanacağını ve o yapay gözüyle Deli-Göz Moody lakabı alacağını anlatmıştım eskiden.

''Büyük ihtimalle öyle yapar, yine de bundan ona bahsetmeliyim.''

Partide herkes köşe takımına ve yere oturmuştu, Marlene çoktan uyumuştu bile. James ve Lily evlerine gittiler, Mary yarın hastaneye gideceğinden en erken o ayrılmıştı. Remus ise ilk uyuyan olmuştu, onun bu kadar seste nasıl uyuyabildiğine her zaman şaşıracaktım. Sirius'unda uykusunun geldiği her halinden belliydi.

Under StarsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin