'Changes'

621 55 29
                                    

Merhaba!!! Her bölüm olduğu gibi bu bölümü okumanız içinde çok heyecanlıyım. Yorumlarınızı yapmayı unutmayın. Bu arada belki yabancı hesaplarda görmüşsünüzdür bir Marauders hayran kurgusu dolaşıyor adı 'All The Young Dudes' onu okudum ve hepinize şiddetle öneriyorum. Sonraki bölümde görüşmek üzere <3 İyi okumalar.

-------------

     Geriye kalan günler ders çalışma, Hortkuluk konuşmaları ve ateş viskisiyle hızlıca geçmişti, okul açıldığı için hem üzgündüm hem de mutluydum. Üzgün olmamın başlıca sebebi, beraber çok iyi vakit geçiriyor olmamızdı, her şeyi beraber yapıyorduk, zaten aynı odada kalıyorduk sonra birde zamanın hızlı geçmesine üzülüyordum, Hogwarts bitecekti ve ben buradan hiç ama hiç ayrılmak istemiyordum. Mutlu olmamın sebebi ise Marlene,Mary ve Müzik kulübüydü. Marlene geldiği saniye de ondan bir şey sakladığımı anlayıp bana Sirius'la olanları anlattıracaktı.

Tatilin son günü tam her şey iyi giderken Gelecek Posta'sından okuduğumuz kadarıyla bir aileye Ruh Emiciler saldırmışlardı, bu çok şey demekti. İlki Ruh Emiciler'in Voldemort'un kontrolünde olduğuydu, ikincisi bir an önce patronus büyüsü yapmayı öğrenmem gerektiğiydi. Çapulcular yapabiliyorlardı, tabii Lily'de ama benim denemek bile aklıma gelmemişti. Şimdiden eğer yapabilirsem Patronusumun ne olacağına kafa yormaya başlamıştım, ya iğrenç bir hayvan olursa, böcekler ya da sürüngenler gibi? Utancımdan ve tiksintimden bir daha yapamaz ve Ruh emici öpücüğüne razı olurdum, eh en azından bir öpücük almış olurdum.

Arkadaşlarımızın gelmesinin heyecanıyla herkes Büyük Salon'a, akşam yemeğine gitmişlerdi. Ben Zelda'ya içeriği Noel tatili olan bir mektubu bitirmek için geride kalmıştım ama şimdi yollamaya gidip daha fazla yemeğe geç kalamazdım. Hemen son cümlemi yazdıktan sonra aşağı indim, Ortak Salonda kimsecikler kalmamıştı. Sirius haricinde.

''İşte geldin!'' Sirius sanırsam beni bekliyordu.

''Beni mi bekliyordun, keşke gitseydin yemeği kaçıracaktın.''

''Senin kaçırmayacağına güvendim,''dedi oturduğu koltuktan ayağa kalkan Sirius. ''Hem şu Voldemort haberlerinden sonra koridorda tek başına gezinmemen gerektiğini düşündüm, Slytherin'ler muggle doğumlulara saldırmak için minicik bir cesaretlendirme arıyorlardı zaten.''

Gülerek, ''Bazen muggle doğumlu olduğumu unutuyorum,'' dedim. Portre deliğinden çıkıp Büyük Salon'a doğru yöneldik. ''Kendimi tamamen muggle zannediyorum.''

Sirius gülümsedi, ''Bu tam senlik bir şey,'' dedi.

''Ayrıca beni sen mi koruyacaksın, kendimi koruyabileceğimi biliyorsun.'' Sirius'a yandan bir bakış attım.

''Biliyorum ama senin aklına asayla korunmaktan çok yumruklar geliyor.''

Ortak Salon'a girmeden önce, ''Şansa bak ki tırnaklarım çok uzadı,'' dedim kendi tırnaklarıma bakarak. Ortak Salon'a girdiğimizde herkes bize bakmaya başladı çünkü herkes çoktan oturmuş ve yemeğini yiyordu, bir tek biz-yani ben- geç kalmıştık. Fısırtılar dolaştı ama bu Sirius'un her zaman gördüğü bir ilgi olduğundan görmezden geldim. ''Aslında Patronus yapmayı öğrensem iyi olur.''

''Ben öğretebilirim, gerçi Aylak bu konuda hepimizden daha iyi.''

''Remus'tan rica edebilirim.''

Herkes döneceği için Çapulcular bir parti planlamışlardı. ''Partiyi bugün yapmasanız olmaz mıydı? Bazılarımız uzun yoldan geldi ve gerçekten yorgun.'' Mary partinin o gün olmasından yakındı.

''Evet yarın mesela?''dedi Marlene. Akşam yemeğinde hep beraber yemek yiyerek sohbet ediyorduk.

''Yarın cezaya kalacağız,'' dedi James.

Under StarsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin