Müzik Kulübü

1.5K 97 14
                                    

Gün boyunca uykusuzdum, bu da beni sinirli yapıyordu. Neyseki Sihir Tarihi dersinde iyi bir uyku çekebilmiştim. Kahvaltıyı çoktan kaçırdığımdan, öğle yemeğini iple çekiyordum.

Yarınki Ravenclaw-Gryffindor maçı için herkes şimdiden hazırlanmış, bayraklar çoktan büyük salonda sallanıyordu. Lily ve Marlene ile yemeğimizi yiyorduk.

James, yarınki Quidditch maçında oynayacağından herkes ona şimdiden şans diliyordu. Tüm Gryffindor ve Hufflepuff kızları dahil. Lily'nin onlara yan yan baktığını gördüm. Keşke James bu agresif bakışları görebilseydi.

Bir yandan da Çapulcular beni ne zaman sorguya çekecekler onu düşünüyordum. Remus'un bir kurtadam olduğunu nereden biliyordum? Ya da animagus olduklarını? Sirius'u ziyarete gitmeli miydim? Şu an tek istediğim kesintisiz 15 saatlik bir uykuydu.

''Siz derse geçin, ben size yetişirim.'' Yemek bitmiş ve sıradaki ders başlayacaktı.

''Neden?'' diye sordu Marlene meraklı gözlerle.

''Müzik kulübünden bir arkadaşım var, Ravenclaw'lı. Adı Matthew. Arayıcı pozisyonunda oynuyor, şans dileyip geleceğim. Bakın orada.'' Gözlerimle işaret ettim.

Onunda etrafında James'inki gibi olmasa da yine de kayda değer sayıda hayran grubu vardı. O ise kumral saçlarını düzeltip, onlara gülümsüyor ve teşekkür ediyordu. Her zaman için çok nazikti.

''Hmmm'' dedi Lily imalı imalı. ''Müzik kulübüne dışarıdan izleyici alıyor musunuz? Bende provalarınızı izlemeyi çok isterim.''

''Tabi ki alıyoruz, yarın Quidditch maçından sonra bir provamız olacak. İstersen seni de götürebilirim.'' Dedim Lily'e. Gelmesini gerçekten isterdim.

''Olur, görüşürüz.'' Dedi Lily.

Bende Ravenclaw masasına doğru ilerledim. Kalabalığı yarıp en sonunda Matthew Laurence'ın yanına gittim. ''Yarınki maç için şans dilerim, bolca ihtiyacın olacak çünkü.'' Diyerek şakalı bir şans diledim.

Güldü. ''Çok naziksin. Her ne kadar seni mutsuz görmek istemesemde, yarın ki maçta kazanacağımıza eminim.''

''Göreceğiz.'' Gülümseyip oradan uzaklaştım. James Potter bir Quidditch efsanesiydi o yüzden şansın yok Matthew, ama umut edebilirsin.

Neredeyse boş olan koridolardan geçip, Lily'i görmeye çalıştım. Çoktan gitmişlerdi. Tek başıma, bu gotik binada dolaşmak kendimi çok küçük hissettiriyordu. Her yerde kocaman tablolar, yüksek tavanlar, sonu görünmeyen merdivenler vardı. Hayaletlerin duvardan geçip durması da beni Hogwarts'ta olduğuma ikna ediyordu.

Ben tam bir dönemeçten dönecekken, bir anda bir kapı açıldı ve sınıflardan birinin içine çekildim. Aniden trans halinde gibi yaşadığım uykusuzluk halinden sıyrılmıştım. Neyseki karşımdaki kişiyi görünce rahatladım. Onu daha önce görmüştüm ama hiçbir zaman bu kadar yakından değil. Abisi kadar yakışıklı değildi, onunkinden solgun bir yüzü, onunkinden daha büyük bir burnu vardı. Ama kesinlikle çekiciydi.

''Sorun ne? Regulus Archurus Black?'' dedim.

''Sirius'a ne oldu, Carmen Silver?'' dedi küstah bir ses tonuyla. Muggle doğumlu olduğum için küçümser bir ses tonuyla.

''Seni neden ilgilendiriyor ki? Sirius ile aranızın kötü olduğunu zannediyordum.''

''Öyle zaten.''

''Hmm, aranız kötü, ama yine de onun canı yandığında buna neyin sebep olduğunu bilmek istemeyeceğin kadar değil. Bu bilgiyi de benden almak istiyorsun çünkü bir şekilde benim Sirius'a senin onu sorduğunu söylemeyeceğimi düşünüyorsun.''

Under StarsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin