Herkesin En Değerlisi

394 41 1
                                    

      Sabah erkenden Potterların Londra evlerine gidecektik, zaten gece boyu uyuyamamıştım. Her uyanmamda James'in durumu aklıma geliyordu. Gece beni yalnız bırakmayıp koltukta uyuyakalan Remus'u uyandırdım. Sabah henüz çok erkendi ama bir an önce gitmek istiyordum.

Kapıyı çaldığımızda Lily açtı, pijamalı haliyle o da düzgün uyuyamamış görünüyordu. Ona sıkıca sarıldım, dün yapamamıştım bunu şoktan. Dün olanların üzerinden geçerken, Sirius'ta geldi. Mr. Potter, yoldaşlıkla toplantıdaydı geceden beri, Mrs. Potter ise James'in yanında olmalıydı.

''Kimden şüphelendiklerini biliyor musunuz?'' Dün duyduklarımı kimseye söylememiştim.

''Kimden?'' dedi Remus.

''Peter'dan ve... Sirius'tan.''

Sirius'un rengi attı, Sirius'tan şüphelenilmesi düşündüğümüzden de ciddiydi aslında. Belki böyle böyle Yoldaşlık'ın aklına Sirius'un suçlu olabileceği yerleşmişti ve Sirius, James ve Lily'e ihanetinde kimse doğru olmayabileceğinden şüphelenmemişti; parçalar yerine oturdu diye düşünmüşlerdi.

''Neden?'' diye sordu en sonunda Lily.

''Bilmiyorum, onlar Potter'ların evini biliyorlar diye büyük ihtimalle.''

''Potterların evini bilen bir sürü insan var,'' dedi Sirius. Koltukta geriye doğru çekilmiş, bir çocuk gibi görünüyordu.

''Evet ama bizimde olduğumuzu bilen bir tek sen ve Peter vardın.''

''Sizi neden öldürmek istesinler ki?''

''Lily'le ikimiz, muggle doğumluyuz; Remus'ta kurtadam,'' dediklerim biraz komikti aslında ve kendimi gülümsemekten alamadım.

''Haklısın sanırsam.''

''Ne yapacağız o zaman?'' Remus çözüm aramaya odaklanmıştı.

''Veritaserum denesek?'' dedi Lily, çözümü akıllıcaydı.

''Dumbledore, Voldemort'un insanların zihinlerine gerçek dışı anı yerleştirebildiğini biliyor, dolayısıyla Veritaserum'a güvenilmeyeceğini de biliyordur.'' Sirius kolunu kendine çektiği dizine dayayıp elini alnına koydu.

''O zaman tek çaremiz, senin üzerinde bir şüphe devam ederken, Peter'ın suçlu olduğunu kanıtlamamız.''

''Sanırsam tek çare bu Carmen,'' dedi Sirius gülümsemeye çalışarak.

''Hem Potterlar, Yoldaşlık'a karşı seni savunurlar Pati merak etme.'' Remus rahatlatmaya çalışıp Sirius'un omzuna vurdu.

Tam o esnada Mrs. Potter yukarıdan indi. Burası Potterların eski evine hiç benzemese de, çünkü eski evleri gibi taştan, her yerinde çiçek olan bir kır evinden ziyade modern bir evdi, Mrs. Potter'ın varlığı evi sıcacık yapmıştı.

''Günaydın canlarım, bugün nasılsın Remus? Ah canım Carmen, sen nasılsın? Dün olanlar hakkında hiç konuşamadık.'' Remus'la ikimizden cevapları alınca konuşmaya devam etti. ''Çok cesurdun tatlım, hepimizin hayatını kurtardın. Sen olmasaydın büyük ihtimalle hepimize işkence ediyor olurdu Bella. Fleamont bir muggle silahı kullandığını söyledi. Nasıl bir şey? Belki bizde edinmeliyiz.''

Mrs. Potter ellerimi tutmuştu. Gözyaşlarım gitsin diye gözlerimi kırpıştırdım. ''İçinde kurşun denilen delici bir alet var ve basınca o alet fırlayıp saplanıyor.'' Yaptığım çok kötü bir açıklamaydı.

''İlginçmiş yine de o Ölüm Yiyen'e ateş etmen büyük cesaret istiyordu. Şu anda St. Mungos'ta tedavi görüyor, sonrasında bir işe yaramayacağını bilmesekte Azkaban'a kapatılacak. Şu günlerde Ruh Emici'ler Azkaban'da pek durmuyorlar.'' Bu durum tüylerimi diken diken etti. ''Teşekkür ederiz, canım benim. İsterseniz James yukarıda, kahvaltıya kadar görebilirsiniz onu.''

Under StarsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin