Kayıp

295 24 4
                                    

Harry ay olarak büyüdükçe onun yanından ayrılmak daha da zorlaşıyordu. Ancak Potter evine sık gidemiyorduk son zamanki olaylar yüzünden. Gidersek onlara zarar gelecek diye korkuyorduk ama tabii ki arada küçük kaçamaklar yapıyorduk. Harry yaşını doldurduğunda dünya üzerinde en sevdiği kişinin anne babasından sonra Sirius olduğu konusunda herkes hem fikirdi. Hatta bazen James'in kucağından sarkıp Sirius'a gitmek istiyordu. Çünkü Sirius ona asla sınırlama koymuyor ve şımartıyordu. Sirius'un aldığı mini süpürge üzerinde turlar atan Harry düşecek diye Sirius'ta onun arkasından koşturuyordu. Bunun bir kovalamaca olduğunu düşünen kedi Eddie ise onların peşinden koşturuyordu. Lily soğuk ekim ayı için sıcak çikolatalar yapıyor ve evli hayatının tadını çocuğunun mutluluğunu izleyerek çıkarıyordu.

Her şeye sahip olduğuma inandığım anlardan biriydi, sevdiğim adam, arkadaşlarım ve dünya tatlısı bir bebek. Mutluluğum bozulacak diye ödüm kopuyordu ki artık gazete okumayı ve kötü haberlerden kaçınmayı huy edinmiştim. Ayrıca bugün 31 Ekim'di ve hiçbir şey olmamıştı o yüzden ayrıca mutluydum. Gerçekten geleceği değiştirmiştik.

Mutfakta kendime çay alırken Sirius ve kucağında Sirius'un saçlarını çekiştiren Harry yanımıza geldiler. Sirius mutfak tezgahına dayanıp, bisküvilerden birini ağzına attı. Buna sinirlenen Harry, Sirius'un saçını birazcık çektikten sonra hemen o da kurabiyeyi aldı.

''Ne dersin bizde bir Harry yapsak mı?'' dedi Sirius saçlarını Harry'nin elinden kurtarırken.

''İstersen üçüz yapalım,'' diyerek dalga geçtim.

Sirius, Harry'i yere bıraktı. ''Hey, ciddiyim!'' dedi.

Çayı kenara bırakıp gerçekten Sirius'a baktım. ''Şaka herhalde. James'le mi planladınız bunu?''

''Hayır James'le planlamadım,'' dedi Sirius. ''Yani şaka değil.'' Kendi kendini düzeltmesi gülümsememe sebep oldu.

''Daha evli bile değiliz Sirius.''

''Evli olmamıza gerek var mı?'' dedi Sirius bir adım daha yaklaşarak.

''Yani ne bileyim, teknik olarak yok. Ama bir bebek vücudumu mahvedebilir ve vücudumun bu halindeyken gelinlik giymek isterim.''

''Hmm ama sana ne olursa olsun seni hep seveceğim.''

Onu öptüm ve Harry'i alıp el ele içeriye geçtik.

Akşam olduğunda herkes birbirine sıkı sıkı sarıldı. Harry'i öpücük yağmuruna tuttuktan sonra eve geçtik. Evde Regulus yeni hobisi olan resim çizmeye dikkatle odaklanmıştı. Herkes odasına çekildikten sonra, yatağa kendimi attım. Sirius'ta yanıma uzandı, bugün gözlerini de daha koyu gösteren koyu lacivert bir kazak giymişti. Sirius'un üzerine çıktım ve onu öptüm. ''Demek beni her halimde seveceksin,'' deyip yanağına bir öpücük kondurdum. Yanağı öpücük şeklinde ruj lekesi oldu. Bende aynısını alnına, çenesine, boynuna, burnuna yaptım.

''Bekle fotoğrafını çekeceğim,'' dedim. Paloroid makinemi alıp geldim, yatağı biraz düzenledikten sonra onun tepeden bir fotoğrafını çektim.

''Her yerimin ruj lekesi olduğunu bilmiyordum,'' dedi Sirius gülümseyerek. ''Çok artistik bir fotoğraf olmuş.''

Pencere kenarındaki koltuğa oturdum fotoğrafa bakarken, o kadar genç ve güzeldi ki, sonsuza kadar bu anda kalmak istedim. Beni seviyordu ve bende ona delicesine aşıktım.

Sirius'ta yataktan kalktı ben fotoğrafa bakmaya devam ederken. Koltuğa değil ama yere dizinin birini yere değdirerek oturdu ve bana bir şey uzattı. Önce yüzüne ve öpücük izlerine baktım sonra da elindeki yüzüğe bakakaldım.

Under StarsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin