10

4.4K 476 974
                                    

Felix evin içinde yankılanan müzik sesiyle araladı gözlerini. Oldukça yüksek sesle bir ritim çalıyordu, sanırsa sesin kaynağı da salondu. Tabii ona kalırsa hoparlörün kulağının dibinde olduğu bile söylenebilirdi çünkü gerçekten aşırı yüksekti. Kulağı acımıyor muydu bu insanların?

İçinden söylenerek yatakta gerindi. Haftasonunu sessiz sakin geçirmek istiyorken hiç iyi gelmemişti bu gürültü ona. Garipti de aslında çünkü ona kalırsa Chan, sabahları sakince bulmacasını çözerek emeklilik planı yapan baba modeli izlenimini veriyordu. Bu kadar gürültü çıkaracak biri değil de tamamen sakin ve sıkıcı biri gibi yani... Ve kesinlikle klasik müzik insanıydı. Üstelik piyano çalıyordu yahu, dinleyeceği en hareketli müzik alışveriş merkezlerinin tuvaletinde çalan rahatlatıcı ritimler olmalıydı. Bu disko müziği değil.

Yine de bunları düşünmekten önce ilk iş Chan'ın başına dadanıp şu müziği kapattırması gerekiyordu. Gerçekten, tam bir işkenceydi. Özellikle uyumaya çalışan biri için.

Tabii önce bir ayılsa o da iyi olurdu.

Derin bir nefes alarak yorganını tekmeledi. Başını gömdüğü duvar köşesinden çekmiş, yatakta düz dönmüştü. Gözleri hâlâ açılmamakta biraz itiraz ediyorlardı ama sonunda yatakta doğrulmayı başardığında yavaşça gözlerini de araladı. Araladığı gibi de çığlığı basması bir olmuştu.

Çocuğun biri sandalyesine oturmuş taco yiyordu. Felix çocuğu tanımadığına kesinlikle emindi ama çocuk onun aksine sanki kendi sandalyesi gibi yayılmıştı oturduğu yerde. Felix'in çığlığıyla irkildi, toparlanmak anca gelmiş gibiydi. Korkudan o da bir çığlık atarken elindeki taco az kalsın düşüyordu.

"Sen kimsin be?!"

Felix biraz önce tekmelediği yorganı hızla kendine çekip göğsünü kapatırken sordu. Üstünde açık bir şey olmasa da yorganın ona manevi bir koruma sağladığını düşünmüştü.

Çocuk ne demesi gerektiğini bilemeyerek ona bakarken, masada oturan kız Felix'i yanıtlamıştı.

"Ucube gibi davranmayan biri? Sen kimsin?"

Felix kızın varlığını anca sesini duyduğunda fark edebilmişti tabii. Bu defa bakışları ona dönerken bir çığlık daha attı. Sandalyedeki çocuk da tekrar korkudan çığlık atmıştı. Kız göz devirirken, bu kadar çığlığın kaynağını merak eden Chan odaya girdi.

"Ne oluyor burada?"

Üç bakış da ona dönmüştü böylece. Chan uyanalı çok olmuştu anlaşılan. Peşinden gelen okyanus tuzu aromasından, artık aynı jeli kullandıkları için kokunun kaynağının o olduğunu biliyordu Felix, çoktan duş bile aldığı seçilebiliyordu. Üstüne de beyaz bir tişört ile çizgili siyah bir pantolon giymişti. Felix kendi üstündeki pijamaları tekrar kontrol bile etmek istemedi. Onun aksine üstü başı darmadağınıktı resmen ve odası insan kaynıyordu.

Sinirle dudakları büzülürken konuştu, "Sana sormak lazım! Ne oluyor burada? Bunlar kim?"

Chan'ın önündeki üçlü arasında gezdirdiği bakışları sonunda sesin sahibinde durdu. Omuz silkerek yanıtlamıştı.

"Okuldan arkadaşlarımız?"

"Arkadaşlarımız?" dehşet içinde sordu Felix. "Hiçbirini tanımıyorum ama bir tanesi gelmiş sandalyemde taco yiyor." Ardından sanki çocuk onları duymayacakmış gibi kendisinden üç adım uzaktaki Chan'a doğru eğildi ve eliyle dudaklarını çocuktan gizlerken konuştu. "Bu epey özel bir seviye dostum. Başkasının sandalyesinde öylece taco yiyemezsin."

Chan göz devirmişti hareketine. Ondan ümit olmadığını anlayınca masadaki ikiliye yöneldi. Vardığında gülümseyerek kolunu kızın omzuna atmıştı. Kız da gülümseyerek omzundan sarkan elini tuttu.

housemate [chanlix]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin