14

3.1K 439 257
                                    

"Yarın annemle babam buraya uğrayacak. Birkaç günlüğüne ülkeye dönmüşler o yüzden sık sık uğrayacaklarını düşünüyorum. Haberin olsun."

Chan kapının eşiğinden söylemiş, söylediği gibi de arkasına dönmüştü. Attığı ilk adımda söyledikleriyle gram ilgilenmeyen Felix peşine atıldı.

"Hey, bekle!"

Sendeleyerek yataktan indi, Chan'a doğru atıldığında bunca telaşına gerek kalmaksızın Chan sessizce arkasına dönmüştü bile. Ne yaptığını sorgularcasına ona bakarken Felix de duraksadı. Sahte bir öksürükle toparlandıktan sonra konuşmuştu.

"Ee, konuşmayacak mıyız yani?"

"Neyi?" Chan kollarını göğsünde bağlarken söyledi. Yönünü tamamen ona dönmüştü. Felix de rahat gözükmek için elini kapının eşiğine yaslayıp omuz silkti.

"Bilmem. Hiçbir şey demedin ve soğuk yapıyorsun falan ya. Hani, eskisi gibi olalım dedim sadece ama eski halimiz kesinlikle bu değildi."

"Normal davranıyorum, Felix."

"Hah," Felix bir şey bulmuş gibi havayı işaret etti. "Normal Chan asla normal olduğunu itiraf etmezdi."

Chan yüzünü buruşturarak kısa bir süre ona baktı sadece. Ardından başını iki yana sallayıp arkasına döndü. Mutfağa yöneldiğinde Felix de peşine takılmıştı.

"Hadi ama! Bir şey var işte. Sorunlar konuşarak çözülür trip atılarak değil. Sadece bana ne olduğunu söyle."

İnatla söylediğinde, Chan sinirle nefesini verip arkasına dönmüştü.

"Tamam, senin yaptığın bir şey değil. O yüzden bilmene de gerek yok. Oldu mu?"

"O zaman bana yansıtma." diye çıkıştı Felix de. Chan bunu haklı bulmasa da...

"Mutsuzken mutluymuş gibi takılanlardan değilim. Sana özellikle yaptığım bir şey yok. Sadece bırak artık peşini."

Felix'in sunacak bir şeyi kalmamıştı artık. Chan arkasına dönüp dolaptan bir şeyler çıkarmaya başladığında bir şey demeden onu izledi sadece. Biraz sonra kısık bir sesle mırıldanmıştı, "Tamam."

Chan duydu mu bilmiyordu, ilgilenmemişti de. Hevessiz bir şekilde geçip masaya oturdu. Chan da bu sırada sandviç hazırlamaya başlamıştı. İkisi de konuşmuyordu, Chan aniden alakasız bir şey diyinceye dek.

"Mayonez istiyor musun?" demişti. Felix'in bazen diyete giresi tutuyor ve istemiyordu. Ama onun dışında mayonezi salata hariç yakıştırdığı tek şeyin sandviç olduğunu söylerdi. Çok fazla konuştuğu için Chan söylediklerini hatırlamakta zorlanmıyordu.

"Sandviç istemiyorum." diye mırıldandı Felix. Bir eline başını dayamış diğeriyle de masada boş daireler çiziyordu. Chan cevabından memnun olmamıştı.

"Sana sadece mayonez istiyor musun diye sordum."

Ona dönerek söylediğinde Felix tekrar aynı şeyi mırıldandı.

"Sandviç istemiyorum."

"Mayonez koyayım mı diyorum sadece!"

"Koyma!"

"İyi!"

Sinirle geri önüne döndü. Marulu, ardından da ikinci ekmeği üst üste fırlatırken Felix de sinirle yerinde doğrulmuştu. Biraz sonra Chan tabağı da aynı hışımla önüne bıraktı. Kendininkini de önüne aldığında karşı sandalyesinde oturmuştu.

Sandalyesini masaya yaklaştırdıktan sonra tabağına yönelmişti doğruca, ancak Felix ondan önce davranıp aniden tabağını çekince eli havada kaldı. Felix tabaklarını değiştiriyordu. Chan kaşları çatılırken başını kaldırdı. Felix göz göze geldiklerinde söylemişti, "Mayonez istediğime karar verdim."

housemate [chanlix]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin