"Chan seni bir daha uzun süre görmek istemiyorum demedim mi ben?"
Felix, aniden lavabosuna dalan Chan'ı görünce somurtarak söyledi. Kapıyı hâlâ yaptırmadıklarından kilitleyemiyordu ve Chan da özel alan kavramını pek tanıyan biri değildi.
"Ama ben seni görmeden duramıyorum."
Yaklaşıp kollarını onun beline dolarken cevapladı Chan. Felix elindeki kremle öylece kalmıştı. Tüm algısı belindeki ellere yöneldiğinden ne bir şey düşünebiliyordu ne de söyleyebiliyordu.
Chan sıkılaştırdı tutuşunu, boynuna bir öpücük bırakmıştı ardından. Felix aynadan gözlerinin kapalı olduğunu görebiliyordu. Sonunda yanağını Felix'in omzuna yasladı.
"Chan..."
Felix sonunda konuşabilmişti. Chan bir mırıltı çıkardı sadece onu dinlediğine dair.
Derin bir nefes alıp toparlandı Felix.
"Yeni evli çiftlermişiz gibi davranmayı keser misin? Sadece flört olduk, deniyoruz falan yani. Yapıştın daha ilk günden. Çekil çekil. Tripliyim ben sana hem."
Az önceki halinden eser kalmazken Chan'ın ellerini çözmüş ve iteklemişti kendinden. Chan somurtarak açtı gözlerini.
"Ne var ya? Neye triplendin şimdi durduk yere?"
Felix şaşkınlıkla ağzını açtı. Soruyor muydu bir de?
Bir önceki gece Felix'ten onay aldığı gibi içeri sürükleyip herkese sevgilisi olarak tanıtmıştı onu. Hâlihazırda ikisini sevgili zanneden Hayeon'a bile.
Felix için en kötüsü o değildi tabii. En kötüsü ailesiydi. Chan'ın kız arkadaşından ayrıldığını açıkladığı gece onlara yeni erkek arkadaşı olarak tanıtılmıştı resmen. Üstelik ev arkadaşıydı. Akıllarında ne kadar yanlış bir yer edinmiş olduğunu düşünmek bile istemiyordu.
"Durduk yere mi? Chan. Of. Defol git şuradan. Geç köşede tek ayak üstünde beklerken hatanı düşün tamam mı? Makyaj yapıyorum şurada."
Chan'ı lavabodan dışarı iteklemeye başladı. Chan gülerken bir süre ona izin verse de sonunda kollarını ona sıkıca dolamış ve hareket imkanı bırakmamıştı ona.
"Yapma. Makyaj yapınca senin kokun gidiyor."
Ardından yanağını öpmüştü uzunca. Felix kısa bir an donsa da, toparlanması uzun sürmedi.
"Gül kokulu sevgilim falan da de tam olsun Chan. Neden kamyon arkası sözler gibi konuşuyorsun?"
Somurtarak söyledi. Chan tutuşunu gevşetip ona bakmıştı böylece. Felix de ona baktı.
"Ya biz nasıl sevgili olduk dediğim hiçbir şeyi beğendiremiyorum sana ya."
"Olmadık zaten." Felix cevap vermekte hiç gecikmemişti. "Flörtümsüyüz şu an deniyoruz sadece."
"Flörtümsü ne oğlum? Flört bile mi diyemiyoruz buna? Hem Rowoon'la da flörttünüz ama sevgilim de sevgilim dolanıyordun ortada."
"Ya senin bu çocukla derdin ne ya? Ne alaka şimdi?"
"Onu hemen kabul etmiştin ama bana sadece tripleniyorsun. Derdim bu."
Derin bir nefes aldı Felix. Bakışlarını kısa bir an kaçırdığında, Chan onu izlemeye devam etmişti. Felix sonunda ona döndüğünde göz göze geldiler yeniden.
"Hızlı başlayan şeyler hızlı biter diye bir laf vardır, duydun mu hiç?" Felix söyledi. Chan bir şey dememişti, sadece yüzünü inceliyordu. Felix devam etti. "Ben seninle ağırdan almak istiyorum Chan. Bitmesin istiyorum. Benim de derdim bu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
housemate [chanlix]
Hayran KurguHer şey zamanlamayla ilgiliydi. Felix evinden olmuştu, Chan tam o dönem ev arkadaşı arıyordu. İlan asmaya karar verdi, Ve Felix tam o sırada panonun önünden geçiyordu. [Mate serisi birinci kitap.]