20

3.2K 436 1.2K
                                    

fikten sıkılıyorsunuz artık gibi geliyo o yüzden ödev molasında bir tane de "olayları bağlıycam artık merak etmeyin" temalı bölümü yazmak istedim gitmeyin diye

öncekini atlamayın öptüm

xoxoxoxoxox

"Hey,"

Felix, aniden duyduğu sesle arkasına döndü. Chan gelmişti. İyi ki de gelmişti.

"Chan! Zamanlaman harika gerçekten. Çabuk, şunlara bak, hangisini giymeliyim? Rowoon'la ilk ciddi akşam yemeğimizi yiyeceğiz."

Hevesli bir gülümsemeyle elindeki iki aslıyı kaldırdı. En arada kaldığı iki seçenekti bunlar. Biri mavi saten bir gömlek, diğeri de pamuklu bir süveter. Çok şık olmak istemiyordu ama fazla spor gidip özensiz durmak da istemiyordu. Chan'ın tarzına bu konular daha uygun olduğundan yardımcı olabileceğini düşünmüştü.

Chan elindeki iki askı arasında dolandırdı gözlerini. Odaya girdiği an yüzünde olan gülümseme solmuştu hafifçe. Yutkunurken toparlandı ve kapının yanından eğdiği bedenini doğrulttu. Biraz duraksamanın ardından cevaplamıştı.

"Mavi sana çok yakışıyor."

"O zaman bu?" Felix mavi gömleğin olduğu askıyı daha yukarı kaldırırken sordu. Kaşları hafifçe havalanmışken gülümseye devam ediyordu.

Başını salladı Chan da.

"Evet, o."

Ardından arkasına dönmüştü. Ama odadan dışarı adımını atamadan Felix seslendi.

"Hey, sen niye gelmiştin? Bir şey demeden gidiyorsun."

Chan duraksadığında Felix bakışlarını onda dolandırdı.

"Takım elbise giyerken hem de? Ah, şimdi anladım! Gala bugündü değil mi?"

Chan sonunda yeniden ona dönmüştü yüzünü. Felix'in gülümseyen yüzüyle karşı kaşıya geldiklerinde başını salladı. O konuşmadığında Felix konuştu tekrar.

"Benim için de eğlenmeyi unutma. Karideslerden ve adı Hayeon olan kızlardan uzak dur. Chaeyoung hâlâ gelmedi bu arada? Sen mi uğrayıp alacaksın?"

Felix gerçekten de cümleye başladığı zaman noktayı zor koyuyordu. Chan, bu tavrını sevdiği için çok hafif bir şekilde gülümsedi. Felix fark etmemişti bile.

"Bende o. Takılma. Hadi oyalanma git sen."

Söyledikten sonra odadan çıkmıştı. Felix arkasından bakakaldı bir süre. Ama haklıydı da, oyalanacak vakti yoktu. O yüzden omuz silkti ve Chan'ın dediği gibi mavi gömleği giyerek odasından çıktı.

"Ben çıkıyorum," diye haber vermişti Chan'a da. Montunu giyip ayakkabılığa yöneldiği sırada Chan da seslendi arkasından, "Tamam. Dikkatli git."

Felix güldü. İlgililiğiyle dalga geçmek istese de, durdurmuştu kendini. Aralarında hâlâ bir gariplik olduğunu hissediyordu. Gülümsemesi solarken derin bir nefes aldı ve çıktı evden. Bu his ne zaman geçecekti merak ediyordu.

Aşağı indiğinde Rowoon da kapıda bekliyordu onu. Arabanın önüne yaslanmış, telefonuyla ilgilenirken yakalamıştı onu Felix. Ona doğru adımlarken gülümsedi. Aklındakiler kısa süreliğine de olsa dağılmıştı.

"Selam,"

Harfleri uzatarak söyledi, Rowoon sesini duyunca başını kaldırmıştı. Gelenin o olduğunu gördüğündeyse gülümsedi.

"Selam," Yanına yaklaşırken Felix'i izliyordu. Vardığında dayanamayarak söyledi. "Çok güzel olmuşsun."

Bakışları hâlâ onun üzerinde dolanıyordu. Felix utanıp gülümsedi, teşekkür etmişti kısık bir sesle. Çekingen halleri onu daha da tatlı yapıyordu Rowoon'a göre.

housemate [chanlix]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin