Çakır, eli karnında kahkahalar atarak çıktı kabinden. Hafif eğilip soluklandı. "Off be ne güldüm."
Arel, Çakır'a sinirli gözlerle baktı. "Sen öyle konuşmuyor musun lan?"
"Oğlum ben herkesin içinde kuruyorum bu cümleleri, sen ise gizli gizli. Seni küçük piç." diyip sırıttı.
Arel kafasına vurdu. "Uzatma lan."
Telefonu elinden alıp yürümeye başladı. Çakır bize bakarak kısık sesle konuştu. "Utandı abisi, utandı."
Caner kahkaha atarak Çakır'ın omzuna kolunu attı. Birlikte salonun içine yürüdük.
Aradan geçen 2 saatin ardından bizimkilerin halleri perişandı. Timuçin koltukta iki büklüm uyuyor, Emre elindeki boncukları sayıyor, Ayberk koltuğa ters oturup sarılmış, Mert yerde uyuyor, Ada ve Tuğçe telefonda geziyor, Ege ellerini birbirine vuruyor, Aras kendi halinde hayali bateri çalıyordu.
Arel, Çakır ve Caner ise pufff yok olmuşlar. "Diğerleri nerede?" diye sordum.
"En son lavaboya diye kalktılar." dedi Emre.
"Emre manyak mısın, niye boncuk sayıyorsun?" diye sordum.
"Kendime kolye yapıcam. Kızım sıkıldım be.." Oh be neyseki ironiymiş. "Derin senin yüzünden kaçta olduğumu unuttum." Tüm boncukları kucağına koyup tekrardan saymaya başladı. Allah akıl fikir versin.
"Ayberk koltuk o." dedim.
"Yok bende agaç sandım koala oluyum dedim. Tövbe ya. Sarılma terapisi bu."
Arkadan gelen ses tüm ciddiyeti bozdu. "Sarılma terapisi mi?"
Çakır yanımdan uçarak geçip Ayberk'in arkasına zıplayıp sarıldı. Ayberk koltuğa, Çakır, Ayberk ve koltuğa sarıldı.
"Lan mal gitti gitti. Öyle hızlı yapışılır mı?"
"Küçük Ayberk sorry." Çakır'a kahkaha atarak baktım. Bana bakıp göz kırptı. Ardından Ayberk'le didişmeye devam etti.
Arel ve Caner'ı görünce içim rahatladı. "Neredeydiniz?"
Arel karnını tuttu. "Tuvaletten çıkamadım."
"Neden?"
"Çakır'la kola içme yarışı yaptık. Çakır'ın midesi çöp amk. Adama bir bok olmadı. Bide bana bak."
"Dikkat et alttan kaçmasın. Tıka tıka orayı." Arel, Çakır'a pis pis baktı.
Ayberk'le uzun didişmelerinden sonra yere yapışan Çakır vakit kaybetmeden dibimizde bitti. Küçük koalam benim.
"Sanırım gitmem gerek." Arel lavaboya koştu.
Çakır arkasından kahkaha attı. Caner daha fazla kendini tutamadı o da patladı. Caner elini Çakır'ın omzuna atıp kahkaha atmaya başladı.
"Gülmeyin yazık be. Sevgilim o benim." dedim.
"Ay seni aşk böceği." dedi Çakır. "1-2 saate geçer güzellik merak etme. Şimdi az biraz hava çıkarsın alttan yeter."
Çakır'ın omzuna vurdum. Bende onlara eşlik edip kahkaha atmaya başladım.
"Oo birileri çok mutlu." Buğra'nın sesi tüm neşemizi bozdu.
"Birazdan oynanacak tiyatroda prenses oldukları için mutlulardır onlar." dedi Yağız bizim erkekleri kastederek. Buğra ile birbirlerinin eline çakıp güldüler.
Yağız devam etti. "Biri rüyasında kızları görüyordur. Gerçekte ona bakmayanlar ancak rüyasında bakıyor diye." Bu sefer grupça gülmeye başladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOLEJ GÜNLÜĞÜ 3 - SON YIL
Novela JuvenilYaz tayfasının ateş kolejine gelmesiyle birlikte eğlence, aşk, kavga ve salaklık hiç eksik olmayacak bu yıl.