Multide Caner (günlük dozumuzu alalım)
Kantinde oturmuş düşünüyordum. Buğra'larla aramızdaki kavga başlı başına saçmalıktı. Hemde son sene! Onlar yerine bizimde okuldan atılma ihtimalimiz var.
Tamam laf atıyor olabilirler bizde laf atıyoruz. Ama hiçbir zaman ilk atağı onlar yapmadı. Ortaya yem atıyorlardı. Bizde yutuyorduk. Onları okuldan göndermeye çalışıyoruz ama ilk el süren biz oluyoruz. Belki de okuldan atılmamalarındaki en büyük etkende budur. Kavgaya ilk başlayan taraf olmamaları.
Bir kavgada karşı taraf sana vuruyorsa sende kendini korumak için otomatikmen karşılık verirsin. Bu da öyle bir şey. Ilk başta laf atıyorlar sonrasında kendilerini geri çekip bizim atak yapmamızı bekliyorlar. Biz atak yapıncada karşılık veriyorlar. Müdür yardımcısının yanında da savunmaları hazır oluyor. 'Onlar saldırdı, kendimizi koruduk.'
Biz bunu nasıl baştan düşünemedik ki. Bunu baştan düşünseydik zaten şuan okulda olmazlardı. Tenefüste bizimkilerle konuşmalıyım.
"Birileri yine beni şaşırtmadı." Sandalye çekip oturdu.
"Ne var Buğra?"
"Arkadaşız sanıyordum. Bu sinir ne güzelim?."
"Biz seninle hiçbir zaman arkadaş olmadık olamayızda." dedim yapmacık gülerek.
"Nedenmiş o?"
Yapmacık bir kahkaha attım. "Bahçede laf atıp şimdide pişkin pişkin nedenini mi soruyorsun?"
"Benim derdim sen değilsin."
"Senin derdin olan insanlar benim değer verdiğim insanlar. Sen onlara bu şekilde davranırken benim yüzüne gülmemi mi bekliyorsun cidden?" küçümseyici bakış attım.
"Her neyse konuyu daha fazla uzatmak istemiyorum. Yoksa tartışıcaz. Niye derse hiç girmedin?"
Konuyu değiştirmişti. "Kafam karışık, bir şeyleri düşünmem gerek. Ve bunu derste yaparsam atılacağımı bildiğim için girmedim."
"Baştan söyleseydin bende girmezdim."
"Bir şeyleri düşünmem gerek." Üstüne basarak ikinci kez tekrarladım.
Karizmatik gülüşünü yüzüne yerleştirip "Bu nazik bir kovuş şekli mi yoksa?" diye sordu.
"Evet. Siktir git. Bu da onun sert şekli." Bu sesin sahibi Caner'di.
Buğra arkasına dönüp Caner'e baktı. "Kimler gelmiş böyle!! Niye bu kadar gerildin ki, sadece sohbet ediyorduk arkadaşça!?"
"Siz o arkadaşın a sı bile olamazsınız. Uzatma git."
Buğra Caner'e yaklaşıp elini omzuna koydu. "Çok kasıyorsun Caner. Yapma be oğlum! Seninlede arkadaş olabiliriz."
Caner'i sinirlendirmeye çalışıyordu ki bunu yarı yarıya başardı gibi.
"Çek elini." Çakır Buğra'nın elini itti.
"Bizim salakoz da gelmiş. Naber lan?"
"Senin salak dediğin kişi bir çok şeyi en ince ayrıntısına kadar bilen kişi. Ayağını denk al ki kaydırmıyım." ooo Çakır reisin yargı modu açık.
"Tutmayın küçük enişteyi."
"Küçük eniştenin neler bildiği hakkında bir fikrin olsa sen tutardın." Oha Çakır bu ne cesaret yavrum.
Çakır eğilip Buğra'nın kulağına bir şeyler söyledi. Buğra kısa süreli bir şok yaşadıktan sonra kaşlarını çatıp gitti. Ne dedi de bu kadar sinirlendirdi ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOLEJ GÜNLÜĞÜ 3 - SON YIL
Teen FictionYaz tayfasının ateş kolejine gelmesiyle birlikte eğlence, aşk, kavga ve salaklık hiç eksik olmayacak bu yıl.