"Asla ama asla böyle bir şey olmayacak!" diye çığlıklarla tısladım.Oldu...
Şu an Keskinler'in uçağında Ingiltere'ye gidiyordum.
Hiç bilmediğim bir yere, hiç bilmediğim insanlarla yeni bir hikayeye açılıyordum.
Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum, ne düşünmem gerektiğini bile bilmiyordum ki.
Benim pasaportum bile yoktu. Nehir teyzenin elime tutuşturduğu pasaportla havaalanından sorunsuz bir şekilde geçmiştim. Pasaportun yasal yollarla alındığı belliydi ama nasıl? Üstüne üstlük pasaportta soyadım Keskin idi. Bu nasıl mümkün olabilirdi ki?
Daha dün evlenmiştim ve evet evlendiğim insanı hala görmedim. Görmeden nasıl evlendin diye sorarsanız, sanırım Keskin ailesini fazla hafife almışım.
Size biraz kendimden bahsedeyim...
Gaziantepli gecekondu mahallesinde yaşayan, babanın elekronik teknisyeni ama çalışmayan, annenin ev hanımı olduğu fakir bir ailenin 3. ve en küçük çocuğuydum. Aslında fakir değil de kendini fakir olmaya zorlayan aile desem daha doğru olur.
Babam işinde oldukça bilgiliydi ama her şeyi ben bilirim havası, susmayan çenesi yüzünden girdiği yerlerde birkaç ay çalışır, sonra ya kovulur ya kavga eder kendisi çıkardı. Şu an emekliydi zaten ama ekstra olarak serbest çalışır ve iyi de para kazanırdı. Peki bu kazançla nasıl fakir oluyoruz diye sorarsanız sizi şöyle cevaplandırırım:
Saçma sapan şeylere ve bozuk elektrikli eşyalara para harcaması sayesinde... Öyle ki evimizin bahçesi ve kocaman damı bozuk şeylerle dolu. Ha tabi bir de abimin uyuşturucu ve sigara parası var.
Ablamla 10'i, abimle 5 yaş var aramızda. Annemler evlendikten bir yıl sonra ablam doğmuş, daha sonra 5 yıl çocuğu olmayınca çevre baskısıyla tedavi olup abimi doğurmuş.
Ben mi? Umarım benden normal bir doğum beklemiyorsunuzdur. Hayatımdaki ne normaldi ki, doğumum normal olsun.
Yurtdışında yaşayan çocuğu olmayan teyzem, bir gün annemi arar ve "Siz çocuk yapın, biz sizden alalım" der. Pazardan patates alıyor çünkü. Gerçi pek bir farkım yok ama neyse. Annem babama soracağını söyleyip kapatır.
Daha sonra babam olur der, beni yaparlar ve mutsuz son. Teyzemlerin evinde odama kadar hazırken, hastaneye beni almaya geldiklerinde eniştem 'büyüyünce öğrenir, bize düşman olur. Emeklerimiz boşa gider' diye vazgeçer.
Enişte olmazdım...
Neyse, devam edelim. Liseye kadar başarılı bir öğrenci olmuştum hep. Lisede arkadaş ortamım beni bozdu sanırım. Arkadaşlarımdan asla pişman değilim, hepsiyle hala görüşürüm. Ama yaptıklarımdan pişmanım sanırım. O dönemleri daha kaliteli geçirebilirdim.
Muğla'da Mütercim Tercümanlık okuyorum. Yani artık okumuyorum, sanırım. Yazları bi otelde resepsiyonda shift leader olarak çalışıyorum. Akşam şefiyim kısacası.
Bana ne olacağını ya da beni ne beklediğini inanın bende bilmiyorum. Tahminime göre bir fuhuş çetesine satılacağım. Çok para etmem gerçi ama bembeyaz doğuştan kılsız tenim işlerine yarayabilir. Aklıma başka hiçbir ihtimal gelmiyor, beni gerçekten gelinleri yapacaklarına hiç kimse inandıramaz.
Karakterimden bahsedecek olursam, tek kelimeyle 'inatçı' diyebilirim. Istemedigim bir şeyi bana yaptırırlar evet ama eğer is inada binerse, asla.
Kimsenin boyunduruğu altına girmem, kimseden emir almam. 18 yaşına girdiğimden o evden kurtulup Muğla'ya gittiğimden beri kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan bi kadınım ben.
Itilip kakılan, istediği hiçbir şey olmayan, hep geri plana atılmış, bir çöp kadar değeri olmayan küçük kıza verdiğim söz yüzünden bu savaşım, inatcılığım.
Bu yüzden tahminlerime göre satıldığım çete çok yaşatmaz beni. Peki bunu bile bile niye kabul ettim?
Kurtulmak için.
O içimdeki en ufak duyguyu, hevesi emen evden, insanlardan kurtulmak için. Kendimi öldürecek kadar cesaretim olmadığı için...
Fiziksel olarakta bahsedip son noktayı koyayım bari. 1.70 boyum, küçük koyu ela gözlerim, tek şansım olan küçük düzgün burnum, ne ince ne de çok dolgun dudaklarım, dolgun elmacık kemiklerin, tek bir leke bile bulunmayan tenimle güzel bir suratım var aslında. Uzun kumral ama uçlarına ombre yapılmış saçlarım ve beyaz tenimle sizlerleyim.
Vücuduma oranla ince bacaklarım, canım göbeğim, eskiden kocaman olan ama ameliyat sağolsun artık normal olan memelerim ve istersem bir deri bir kemik olmama rağmen asla beni bırakmayan gıdığım...
Bakalım beni neler bekliyor. Umarım bu zamana kadar verdiğim savaşa değer...
17.03.2021
Biliyorum çok kısa ama ilk bölümler biraz kısa olacak sanırım. Gerçi şu an gören pek kimse yok ama olsun.
Bu hikayeyi okunsun diye yazmıyorum, zaten. Elbette okunmasını isterim ama birinci önceliğim bu değil.
Bu bölüm biraz Sevgi'yi anlattım. Önümüzdeki bölüm o uçağa nasıl bindiğini anlatacağım.
Eğer hikayemi okursanız görüşlerinizi bildirirseniz çok sevinirim. Zira cok merak ediyorum...
Casper🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANHIRAŞ
ChickLitMert KESKIN Görüp görebileceğiniz en acımasız insandı. Ama onun bir zaafı vardı. Zaafı olduğunu bile bilmeyen sıradan bir kadın... 12.03.2021♡