CANHIRAŞ

45.BÖLÜM

Hala birilerini varsa ben geldimmm💜

Çalan telefonumu açıp hoparlöre aldım.

"Efendim kocacığım"

"Bitti mi işin güzelim?

"Evet hayatım senin?"

"Evet bebeğim in aşağıya geliyorum"

"Tamam" deyip telefonu kapatmış, uzun siyah kabanımıda giyip sistemi kitleyip aşağı inmiştim. Şirketin önünde bekleyen arabaya ilerleyip bindim. Mert anında bir elini belime sarıp boynuma öpücükler kondurmaya başlamıştı.

"Bir daha ayrı şirketlerde çalışmayalım, çok özledim ben karımı"

"Şov yapma, geçen gün hiç gelmedin yanıma!"

"Bir şeyi de unut be kızım. Aç mısın, yemeğe gidelim mi?"

"Aç değilim, açlıktan ölüyorum!"

Mert dudaklarıma son bir öpücük kondurup arabayı çalıştırmıştı. Restauranta ulaşınca seri hareketlerle arabadan inmiş, içeriye girmiştik. Çok şık, elit bir yerdi. Neyse ki bugün siyah uzun kollu sırtı tamamen açık mini bir elbise giymiştim.

Bebeğim 17 haftalık olmuştu ama tuhaf bir şekilde hala göbeğim minicikti.

Siparişleri Mert daha önce söylediği için oturur oturmaz servise başlamışlardı. Bugünlerde farkediyordum ama Mert ben hamile kaldığımdan beri alkol almıyordu. Normalde viskisiz gün geçirmeyen adam şimdi hiç içmiyordu. Sigarayı bile benim yanımda çok nadir içiyor, içse bile hemen duş alıp öyle yanıma geliyordu.

Gözlerimi beni izleyen gözlerle buluşturduğumda göz kırpmış, ben de omuz silkmekle yetinmiştim.

Yemekten sonra dondurma yemek istediğim için oradan kalkmış, küçük sevimli bir dondurmacının önünde siparişlerimizi bekliyorduk.

Mert belime sardığı koluyla beni iyice kendine çekmiş, karnımı oksamıştı.

"Güzelim, hastaneyle ilgili bizim yapacağımız her şey bitti, geri kalanı artık saha ekibinde. Bebeğimiz daha fazla büyümeden küçük bir tatile mi çıksak?"

"Ne tatili, hem bebeğimiz için uçak zararlı olmaz mı?"

"Doktorla konuştum ben güzelim sorun olmayacağını söyledi. Nereye istersen oraya gideriz. Sıcak bir yer mi, soğuk bir yer mi?"

"Tabiki sıcak aşkım donuyorum zaten burada."

"Tamam o zaman yarın önce gider bebeğimizi görürüz oradan Maldivlere geçeriz"

Ben öylece Mert'e bakarken dondurmalarımızı almış, belimdeki eliyle yürümemi sağlamıştı.

Ben bu zenginliğe alışamamıştım. Adam çat diye bizi Maldivlere götürüyordu, şaka gibiydi

***

Doktor kontrolüne geldiğimizde heyecanlıydım. Eğer küçük canavar izin verirse bugün cinsiyetini öğrenecektik.

Doktor karnımda gezdirdiği makineyi bir noktada sabitleyip "Cinsiyeti söyleyeyim mi yoksa zarfın içinde mi vereyim? Parti için genelde böyle yapıyoruz" dedi.

"Parti yapmayacağız, söyleyebilirsiniz"

"Neden yapmıyoruz yavrum?"

"Gerek yok öyle şeylere, söyleyin siz lütfen"

"Biraz inatçı bir bebek ama kızınız olacağını söyleyebilirim"

Gözlerimi Mert'e çevirdiğimde yüzündeki tebessümle üzerime doğru eğilmiş, önce alnımı öpmüş, daha sonra dudaklarımızı birleştirip küçük bir öpücük vermisti. Geri çekilirken "Tıpkı annesi gibi" diye fısıldamıştı.