Cem Adrian'a o kadar aşığım ki o kadar...
Medya ile okuyun.
Uyanmıştım ama gözlerim kapalıydı. Uyumak istiyordum. Ama biliyordum ki birazdan babam bağırarak odaya dalacaktı. Sürekli uyduğumdan şikayet ederek.
Biraz daha kendime gelince her zamanki gibi yastığımın üzerine çıkıp uyuduğumu anladım. Ama sağ bacağımın altında da uzun sert bir şey vardı. Sanırım yine peluş oyuncaklarım bacağımın altında toplanmışlardı.
Her zamanki gibi burnumu yastığıma sürüp, derin bir nefes alıp, kollarımı daha da sıkılaştırdım. Sanırım annem yumuşatıcıyı değiştirmişti, o kadar güzel kokuyordu ki...
Saçlarım da hissettiğim parmaklar ve duyduğum boğuk erkeksi sesle, orada yok olmak istedim. Çünkü altımdaki yastığım değil, Mert idi!
"Sanırım baya rahatsın." dedi alaycı bir ses tonuyla. Hızla kendimi geri çekip, kendimi yanına atmaya çalıştım ama kımıldayamadım bile.
Saçımdaki eli diğer elinin yanına, belime indi ve beni biraz daha kendine çekti.
"Ben özür dilerim. Uyurken farketmemişim. Normalde yastığıma sarılıp, uyurum. Ondan şey olmuş, yani ben gerçekten özür dilerim. Isteyerek olmadı yemin ederim. Senin her yerin uyuşmuştur şimdi. Niye atmadın ki beni üstünden, ezildin altımda." dedim hızlı hızlı. Ne denirdi ki böyle bi durumda?
Mert "Sorun değil. Bu gecede ben seni ezerim ödeşiriz. Ayrıca sandığın kadar ağır değilsin, hissetmedim bile." dedi.
Sözleri biter bitmez yanağıma hücum eden sıcaklığı hissettim. Kesin kıpkırmızı olmuştum. Beyaz tenli olmak çok zordu.
Üstünden kalkıp, yatakta oturur pozisyona geçtim. Ayaklarımı yataktan sallandırdığım sırada kapı tıklatıldı. Mert yatakta doğrulup sert sesiyle "Gel." dedi.
Hasan içeriye girip kafasını kaldırmadan "Müsait misiniz?" diye sordu. Mert onay verince kafasını kaldırıp önce Mert'e, sonra çok kısa bir süre bana bakıp tekrar Mert'e döndü. Daha sonra şok olmuş gözlerle kafasına bana çevirip, baştan aşağı süzdü.
Niye böyle bakıyordu bu çocuk? Tamam sabah kalktığımda ağzım yüzüm kayıyor olabilir ama bunda şaşırılacak ne vardı?
Dayanamayıp "Niye öyle bakıyorsun?" diye sordum.
Hasan şaşkın bir sesle "Mert'in kıyafetlerini giymişsin, o kıyafetlerini hiçkimseye giydirtmez de şaşırdım biraz." dedi.
Omuz silkip odadan çıkıp banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp, giyinme odasından bir jean ve ince bir sweat alıp üzerime geçirdim.
Tekrar odaya döndüğümde Mert ve Hasan bir toplantıdan bahsediyorlardı. Konuşmalarının boşluğundan yararlanıp "Süte ihtiyacım var." dedim.
Mert "Kahvaltı terasa hazırlanıyor yavrum, ineriz şimdi." dedi.
"Hayır içmek için değil, makyajımı temizleyeceğim." dediğimde ikisi de şaşkın gözlerle bana baktı.
Mert Hasan'a getirmesi için bir işaret verip "Süt ile mi?" diye sordu.
"Evet, porselen makyajlarda özel kremi yanında yoksa sütle temizlersin." dedim.
Hasan sütü getirdiğinde, bol göz yanmalı, bol ovmalı bir sürenin ardından, kıpkırmızı gözler ve suratla Mert'in yanına döndüm.
Şok olmuş bir şekilde "Bu halin normal mi? Yan etki yapmış olmasın." diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANHIRAŞ
ChickLitMert KESKIN Görüp görebileceğiniz en acımasız insandı. Ama onun bir zaafı vardı. Zaafı olduğunu bile bilmeyen sıradan bir kadın... 12.03.2021♡