Merhaba! Sanırım çok hızlı geldim, çünkü elimden geldiğince hızlı ilerletmek için uğraşıyorum. Uzun soluklu, güzel ama üzücü bir bölümle geldim karşınıza, böyle olması gerekti, üzgünüm. Önceki bölüm, hepimizin istediği bir sonuç üüaldık, Cahit Bey ve Ali, sonunda kavuştular. Daha çok, ikisi ağırlıklı olmasını istesem de, etrafımdakilere de danıştığımda, bunun sıkıcı olacağını düşündüm. Daha hızlı ilerlemek adına bu karardan vazgeçip, bölüm ortasına başka olaylar da eklemek istedim. Siz de okurkan seri olmak için çabalayın, bol eleştirilerde bulunun ki, ben de bölüm atabileyim!
Evet, hızlıca bölüm şarkımıza geçelim, onu açıklayayım öncelikle. Benim küçüklüğümden bu zamana, çok severek dinlediğim şarkılardandı. Unutmuştum. Leyla'ya başladıktan uzun süre sonra bir gün aklıma geldi. Şarkıcının adı da, şarkının ismi de, dün gibi aklımdaydı meğer. Uzun süre dinledim aklıma geldiğinde, şimdi ise kullanıyorum, demek ki kullanmak, bugüne nasipmiş. 23. Bölümü kaleme alırken dinlediğimde kırık bir telefondan, güçlükle ilerletirdim bölümleri. "Bir gün hayalini kurduğum bölümlere geldiğimde, hikâyeye hevesim kalır mı acaba?" demiştim. Çok şükür, telefonu değiştim. Yanına tablet de aldım rahat edebilmek için, hevesim de hâlâ ilk gün ki gibi; tüm sıkıntıları da, tamamen geride bıraktık çok şükür...
Deha:
"Vazgeç Kalbim"
(Hayatınızda dinlediğiniz, hikâyeye ve bölüme uyumlu, en tatlı ve güzel şarkılardan olmuş. Ne kadar üzücü gibi olsa da sözleri, şarkının kendisi çok tatlı, keyiflendirici. İlk sahnelere pek uymasa da, Ali ve Cahit Bey'in sahnesini geride bıraktığımızda, gayet uyumlu olacaktır.)53. Bölüm: "Sahte Haraketler"
Eve döndüklerinde, saat de epey geç olmuştu. Yılların efkarını üzerlerinden atmak ister gibi çaresizce, sarsak adımlarla girmiştiler apartmanın içine. Ali, kendi dairesine çıkmaktansa, aşağıda kalmayı tercih etti, en azından bu geceliğine... Yukarıda Leyla, Çiçek Hanım'la birlikte güvende olacaktı nasılsa. Cahit Bey'in, cebinden çıkardığı anahtarla, titrek ellerinden ötürü kapıyı açamadığını anladığında, elindeki anahtarı almış, kendisi de çok kolay açamamıştı. Ne de olsa, çok zor anları geride bırakmışlardı. İçeri girdiklerinde, mutfaktan gelen sesleri takip ederek holü geçmişlerdi. Ali, mutfağa geldiğinde, diğer gün için mutfağı hazırlayan annesini görmüş, burukça tebessüm etmişti. Ailesi, hayatı boyunca hep emek sarf eden insanlar olmuşlar, kendisinin sevgisini de büyük bir emekle kazanmışlardı...
Cahit Bey, eve geldiklerinden şimdiki zamana kadar hiç konuşmamıştı. İçinde bir deprem olmuştu, kıyamet kopmuştu ama bu zelzele, büyük başlangıçlar için oluşmuştu. Yıllar geçmişti... Aylar, haftalar, günler, saatler, dakikalar ve saniyeler... Ömrünün her deminde bu anı beklemiş, bahar gelsin istemişti hayatına. Bu zamanı beklerken bir an olsun bırakmamıştı evladının ellerini. Bir çınar ağacı gibi, babalığın hakkını vererek durmuştu evladının ardında. Hole bakan mutfak kapısına doğru geldiklerinde kendini durduramamış, ardına dönüp de tamamen, onu kendine çekerek birden sımsıkı sarılmıştı.
"Oğlum!..." demişti sımsıkı sarıldığında, gözünden iki damla yaş, evladının omzuna düşmüştü ama çok belli etmemişti ağladığını. Şimdi eskisinden de güçlü olmanın zamanı gelmişti. "Sen bana babalığı bir kez daha tattırdın, Allah da seni evladına bağışlasın..." Sesi dolu çıkmıştı, ağlamamak için sesini burkmuştu. "Sen de baba olacaksın, az kaldı Leyla kızımın doğumuna, daha da büyüyecek ailemiz, ben de dede olacağım ama bu defa çok başka vereceğim dedeliğin hakkını. Yaşattın bana bu hissi, Allah da sana bin mislini versin." Yaşlı adamın sözlerinden sonra ardına dönen Perizat Hanım, kendini verdiği işlerini merakla bırakmış, onlara doğru ilerlemişti. Neler oluyordu? Üzerindeki mutfak önlüğünü çıkarmadan, ellerini mutfak havlusu ile kurulayarak gitmişti onlara.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYLA ||TAMAMLANDI||
Storie d'amoreEla gözlerini sarmalayan uzun, şekilli, katran karası kirpikleri vardı. İnce yüz hatları acıyı gizlerken derinlerinde, inadına gülümsüyordu hayata. Dudaklarında yitiğinin sazı olmuş, yanık bir sevda türküsü dönerken, parmaklarının işlediği nakışları...