16. Bölüm: "Tanıdık Sima"

2.3K 136 430
                                    

Merhaba!

Uzun zamandır beklettim, biliyorum ama şehir dışındayım. Daha erken gelecekti, aniden Yalova'ya gitmeye mecbur kalmasaydım. Neyse ki paketim olduğundan yüklemek istedim ilk fırsatta.

Bölümde bolca aşk var, bir tutam açığa çıkmaya çalışan sır parçaları, beklenmeyen karşılaşmalar da cabası.

Medyada alıntımız mevcut. Şarkımız da aynı şekilde medyada mevcut. Açamayanlar için adını bırakıyorum:

Kutsi & Zara: Aşıklar Şehri

Keyifli okumalar!

Keyifli okumalar!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

16. Bölüm: "Tanıdık Sima"

"Ama sen yine de gitme
Gidersen peşinden gelmem
Ama kalırsan
Bu masalın sonunu birlikte öğreniriz!"
~
(Cemal Süreya)

Kollarını, yataktaki adamın boynuna daha sıkı doladı. Yaşadıklarının şokundan henüz çıkamıyordu. Ne çok yaşanmışlıkları olmuştu son zamanlarda. Tebessüm etmemek için dudakları birbirini kovalıyordu adeta. Mutluydu, huzurluydu. Kimseyi düşünmek istemiyordu. İhanetine uğradığı annesini, erken yitirdiği babasını, üvey babası ve üvey abisini, hiçbirini hatırlamak istemiyordu. Ali gelmiş, kurtarmıştı Nehir'i. Cehennemi cennete çevirmiş, Leyla yapmıştı onu. Ali'nin Leyla'sı, ela gözlü çöl ahusuydu. Her gün daha çok bağlanıyor ona, tabii bu durum da korkutuyordu Leyla'yı. Sıradan bir mesleği yoktu Ali'nin. Hayatı tehlikedeydi. Hayır, kötü düşünmeyecekti. Şayet gelirse kapısına şehadet haberi, "Vatan sağ olsun." demesini bilecekti. Neden böyle kara düşünmeye başlamıştı şimdi? Mutlu olacak, tebessüm edecekti. En güzel günleriydi.

"Günaydın şiir kokulum." Ses doldururken yüreğini, daha sesi idrak edemeden dudaklarına konulan öpücükle hem kızarmış, hem gülümsemişti. "Günaydın." daha da sokuldu sevdiği adamın göğsüne. Uyumayı seviyordu. İstanbul'da o aptal atölyeye gitmekten canı çıkardı. Aldığı üç kuruşluk ücret zaten evdekiler tarafından çoğu zaman elinden alınır, sırf o evde durmamak için giderdi. Erkenden kalkması, yaşadığı onca koşturma da cabasıydı. "Az daha kalsan, gitmesen işe?"

Her şey o yanındayken güzeldi, anlamlıydı. Ayrı kalmaya tahammül edemiyordu.

"Gitmeliyim canım. Yeryüzünde yardıma ihtiyaç duyan tek kadın değilsin, unutma."

Eliyle sağ yanağını kapatan saçını ittirdi kadın. Adamın yanağına öpücük bıraktı.

"Ama bak, şunda anlaşalım." Elini, küçük kız çocuğu edasıyla kaldırmış, uyarır haraketler yapmıştı. "Sadece benim kahramanım olacaksın. Diğerlerine sadece yardım edeceksin."

"Benim Leyla'mın yerini kimse tutamaz." Bugünlerde çok şımartılıyordu. Bünyesine ağır gelecek de, ansızın kalbi duracak diye ürpermeden edemiyordu. Sevdiği adam kollarında geçerken vakitler, bir felaket olur da, her şey darmadağın hale gelir diye ürperiyordu. "Ali."

LEYLA ||TAMAMLANDI||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin