Multimedia'daki şarkının bölüm ile alakası yok ama bunu dinleyerek yazdım biterse tekrar başlatırsınız. Sizi seviyorum iyi okumalar :)
Ne kadar gözlerimi açmaya çalışsam da hep başarısız oluyordum. Sanki göz kapaklarımın üzerine bizim Hatice teyze oturmuştu. - Kendisi baya kiloludur da- Soğuk olan elimde sıcaklık hissedince brinin elimi tuttuğunu fark ettim. Daha sonra ise o kişinin konuşmasıyla dikkatimi oraya verdim.
'' Uyan. Uyanmalısın. Uyanmalısın çünkü bilmen gerekenler var. '' Poyraz'ın sesimiydi bu. Gözlerimi açmak için biraz daha zorladım.
'' Yaşananları bilmen gerekli. Beni bilmen gerekli. Kim olduğumu, nasıl biri olduğumu. Benim de seni bilmem gerekli kim olduğunu, nasıl biri olduğunu. Yada en azından nasıl biri olduğunu çünkü zaten ben senin kim olduğunu biliyorum. ''
İşte o an bir şey demek istedim ama başaramadım. Ne konuşmaya , ne de gözümü açmaya gücüm vardı. Kendimi daha fazla zorlamayıp uykuya geri teslim ettim.
~ Poyraz ~
Tamı tamına 2 gün. Koca 2 gündür baygındı. Ama ben yanına bile gidememiştim. Ne zamandır tanışıyrduk ki ayrıca. Tamam belki telefonda konuşmuştuk ama benim kim olduğumu bile bilmiyordu. Doğrusu bende bilmiyordum. Onu bu lanet hastaneye getirince numarasını istediğimde öğrenmiştim.
O hiç beklemediğim kişi çıkmıştı.
Küfürbaz Fıstık
Odasından Hande'de çıkınca en azından şuan bunu yapmalıyım diye düşündüm ve turduğum yerden kalktım. Hande bana dönüp '' Nereye? '' diye sorunca biraz heyecan yapmıştım. Masal'ın yanına desem şaşırabilirdi ama demek zorundaydım oraya gitmeliydi.
'' Şey.. ben..ım... Masal'a bakıcaktım. '' dedim sonunda. Hande kafasını sallayıp Batu'nun yanına gidince tuttuğum nefesimi bırakıp odaya girdim.
Yatıyordu. 2 gündür yaptığı şeyin aynısını yapıyor ve sadece yatıyordu. Gidip yanındaki sandalye ye oturdum ve serumlu eline bakmaya başladım. Acaba acımışmıydı canı serum verilince. Korkmuşmuydu. Kalp atışlarının duyulduğu cihaz da olmasa ölü diyebilirdim onun için. Yüzünde hiç bir ifade yoktu.
Korkakça soğuk elini elime aldım. Küçüktü. Yumuşaktı. Bembeyazdı. Bakışlarımı yüzüne çıkardım. Çok, çok güzeldi. Aynı 'Uyuyan Güzel' gibiydi. Ve uyuyan güzelin uyandığı gibi onunda uyanması gerekti. Prensi gelecekti ve onu uyandıracaktı.
Bir...bir öpücükle.
'' Uyan. Uyanmalısın. Uyanmalısın çünkü bilmen gerekenler var. '' Biraz bekledikten sonra doğru kelimeleri bulup konuşmaya devam ettim.
'' Yaşananları bilmen gerekli. Beni bilmen gerekli. Kim olduğumu, nasıl biri olduğumu. Benim de seni bilmem gerekli kim olduğunu, nasıl biri olduğunu. Yada en azından nasıl biri olduğunu çünkü zaten ben senin kim olduğunu biliyorum. ''
Masal'ın o olduğunu bildiğimden beri aklımdan çıkmamıştı. Onu hastaneye bıraktıktan sonra eve gidip düşündüm. Tesadüf müydü bu karşılaşma diye. Bir çok kez sonucu aramaya çalıştım ama başaramadım. Sonra Batu'dan gelen telefonla hastaneye geldim. Meğer Anıl'ın gerçek durumunu öğrenmişler. Masal'ı o an gördüğümde bana telefonda kafa tutan kızdan çok farklıydı. Güçsüzdü, yıpranmıştı.
Yanına gidip sarıldığımda ise, o anın hiç bitmemesini istedim. Benden ayrılmamasını. Kokusunu doya doya içime çekmek istedim. Şimdi ise o güzel kokusunun sindiği bu yatakta hareketsizce yatıyordu. Ölü gibi.
'' Küfürbaz Fıstık, uyanmalısın. Uyanmalısın çünkü Yavşak Piç'in geldi. '' Saate baktığımda 30 dakikadır içerde olduğumu fark ettim. Elimi elinden çekip kapıya doğru ilerledim durmamı sağlayan şey ise Masal'ın seslenişiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Telefondaki Yabancı
ChickLit" Adın ne bakalım senin? " " Söylemezsem nolur? " " Bende takma isim koyarım " " Neymiş o? " " Küfürbaz Fıstık " " Bende sana Yavşak Piç adını koysam sorun olmaz herhalde. " " Sanırım bir süre bu ad ile idare edebilirim. " Bu Küfürbaz Fıstık ve Yavş...