TY 17

196 9 0
                                    

" İstersen okula gitme Masal. " Kafamı her iki yana sallayıp çantamı sırtıma takarken anneme cevap verdim.

" Gitsem iyi olur. Belki kafam dağılır. " Gülümseyip kafasını salladı ve yanağımı öptü.

" Görüşürüz. " El sallayıp evden çıktım. Cebimdeki kulaklarımı çıkarıp telefona taktım. Şarkı listesinden kafamı dağıtmak için Edis'in Olmamış mı? şarkısını açtım.

Kaldırımın kenarındaki taşların üzerinde ilerlerken Gül hocanın diyeceklerini düşünüyordum.

" Hangi okulda okumak istediğine karar verebildin mi? " Bunu kesinlikle diyecekti. Hatta sınıfın içinde beni sinir edecek şeyler dahi söyleyecekti. Sonra da suratıma pişkin pişkin gülecekti.

Ayağımın burkulmasıyla yana doğru savrulurken birinin beni belimden tutmasıyla düşmekten kurtuldum.  Kafamı kaldırıp beni tutan kişiye baktım. Berke'ydi.

Elinden kurtulup teşekkür ettikten sonra yoluma devam ettim. Peşimden geldiğinin farkındaydım ve birşeyler diyor gibiydi. Kulaklığı çıkarıp Berke'ye döndüm.

" Ne diyorsun Berke? " Gülümseyip konuştu.
" Okul orada değil. Gel seni götüreyim. " dedi ve elini omzuma koydu. Ben dik dik omzumdaki eline bakarken o bana gülüyordu.

" Elini ne zaman çekmeyi düşünüyorsun? " Kaşlarını kaldırıp güldü.

" Bilmem. Belki sen kabul edene kadar çekmem. " Gözlerimi devirip elini ittirdim ancak bu seferde kolumdan tuttum.

" Ne yaptığını sanıyorsun sen? Çek şu elini. " Kafasını her iki yana sallayıp beni sürüklemeye başladı. 

" Bırak. Bıraksana be. Kime diyorum ben? " Berke beni dinlemeyip sürüklemeye devam ederken birisi konuştu.

" Bırak. Sana bırak dedi. " Kafamı sesin geldiği yere çevirince bu kişinin Poyraz olduğunu öğrendim. Bir sen eksiktin gerçekten. 'Bende Poyraz nerede kaldı?' diyordum. 

Berke kolumu bırakırken Poyraz'a doğru 1-2 adım attı.

" İstediğin oldu mu? Ayrıca söylesene sen bu kızı aldatırken neredeydin? Şimdi mi aklına geldi? " Gerçeklerle gözlerim tekrar dolarken Berke'nin kolumda bıraktığı kızarıklığı ovuyordum.

" Berke kapa çeneni. Masal, iyi misin? " Kafamı sallayıp Berke'nin vereceği tepkiyi merak ettiğim için ona döndüm.

" Hadi Poyraz ikile. Masal benim yanımda seninkine göre daha çok güvende. " Poyraz'ın çenesi kasılırken o da Berke'ye doğru 1-2 adım attı.

" Gitmezsem ne yaparsınız lan it. Döver misin? " Berke'nin bir şey demesine izin vermeden Poyraz yumruğu suratına geçirdi. Berke gerilese de hemen kendini toparladı.

" Demek oyun oynamak istiyorsun? Benim için hiç fark etmez. " dedi ve o da Poyraz'a yumruk attı.

Ben olduğum yerde hareketsiz dururken onlar birbirlerinin pestilini çıkartmışlardı bile. En son Berke yere serilince Poyraz ayakta zor duruyordu. Tekrar yumruk atmak için kolunu kaldırmıştı ki yanına gidip kolunu tuttum.

" Bu kadar yeter Poyraz. " dönüp bana baktı ardından havaya kaldırdığı yumruğunu indirip tamamen bana döndü.

'' Masal niye anlamıyorsun? Seni seviyorum. Kimseyi sevmediğim kadar seviyorum seni. Lütfen affet. '' Kafamı başka bir tarafa çevirip gözümden akmakta olan yaşları sildim.

'' Biliyorum, biliyorum aptalım. Lütfen bu aptalı affet. Hiçbir şans vermeden bitirme. '' Gözlerimi kapatıp göz yaşlarımın dinmesini bekledim.

Telefondaki YabancıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin