'' Poyraz, ülkemizin kuzeydoğusundan eser, yağmur ve kar yağışlarına neden olur. ''
Duyduğum kelimeyle 5 derstir koyduğum kafamı sıradan kaldırdım. Meğerse Coğrafya dersindeymişiz.
1 hafta. Söylemesi kolay gelse de çok zor geçen 1 hafta.
Anıl'ın evdeki bağırmaları, ağlamaları, bize olan nefretini kusması. En çokta bana olan nefreti. Haklıydı. O şekilde öğrenmemeliydi. Daha sonra Hande'nin olmayışı. 1 hafta boyunca Hande'yi hiç görmemiştim. Tek bildiğim okulu değiştirdiğiydi ve beni hiç aramamıştı da. Doğrusu şuan umurumda dahi değildi, sadece kırgındım o kadar.
Poyraz.... O mu? Onu da hiç görmedim. Ama sanki içimde bir şeyler onu görmek için can atıyordu. Ama o garip hissi durdurabilmiştim. En azından bir hafta boyunca. 3 günde kendisine bağlanmamı sağlamıştı sanki. Ya da ben öyle düşünüyordum.
Zil'in çalmasıyla kendime geldim. Son derse girecektik ama benim hiç giresim yoktu. Kitapları çantaya koyup sıradan kalktım ve çıkışa doğru ilerledim. Tam sınıftan çıkmıştım ki tekrar içeri girmem çok uzun sürmedi.
'' Nerden çıktın sen ya. ''
'' Gerçekten anlatmamı ister misin? '' Yüzümü buruşturup kafamı iki yana salladım.
'' Nereye gidiyorsun bakalım. ''
'' Ebenin şeyine. ''
'' Çok ayıp Küfürbaz Fıstık. ''
Tahmin ettiğiniz gibi Poyraz'dı bu. Hepsini geçtim de onu okula nasıl sokmuşlardı. Beni sürükleye sürükleye sırama oturttu ardından da kendisi yanıma oturdu. Ona dönüp çemkirmeye başladım.
'' Senin ne işin var burada? Ayrıca hoca seni fark eder. Ayrıca bir daha görüşmeyecektik. Ayrc- ''
'' Olmuyor anladın mı? Nedendir bilmiyorum ama seninle konuşmayınca yüzünü göremeyince olmuyor. Her ne kadar 3 gündür tanışıyor olsak bile... Umm her neyse. Hande seni aramış. Hem de bir çok kez. Niye açmadın? ''
'' Duymadım. '' diyip kafamı tahtaya çevirdim. Iyy matematik. Kitapları içine tıktığım çantayı alıp içinden bir tane defter çıkarttım. Hayır. Soruları yazmayacağım. Sadece karalamak için.
Deftere saçma sapan şekiller çizerken yanımdan bir ses geldi. Mesaj sesi. Salak çocuk ya telefonu sessize almayı unutur mu bir insan. Hemen ardından da kısık bir küfür, hocanın bize dönmesi, bir süre telefonun sesini açık bıraktığımız ve onunla uğraştığımız için söylenmesi ve ardından sınıftan atması dışında hiçbir şey olmadı. Aslında ben mutluydum. Matematikten kurtulmuştum. Ama bir yandan bakılırsa bu annemin kulağına gidince hiç iyi olmayacaktı.
Poyraz'a dönüp ne yaptığına baktım. Telefonla uğraşıyordu. Kafamı her iki yana sallayıp arkamı döndüm ve çıkışa ilerlemeye başladım.
'' Masal. Beklesene ya. Kaybolmak istemiyorum. ''
'' Mosol. Boklosono yo. Koybolmok ostomoyorom. ''
'' Çok komiksin. ''
'' Nasıl geldiysen öyle git Poyraz. Bir de seninle uğraşamam. ''
'' Off. Tamam gidicem ama çıkışı bulmama yardım etsen en azından. '' Kafamı Poyraz'a çevirip bıkmışça bakıp önüme döndüm.
'' Takip et. ''
'' Tabi ki de küçük hanım. ''
'' Küçük mü? Ben mi? Bir daha bak istersen. Seni yere serebilecek bir güce sahibim. Haberin olsun. ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Telefondaki Yabancı
ChickLit" Adın ne bakalım senin? " " Söylemezsem nolur? " " Bende takma isim koyarım " " Neymiş o? " " Küfürbaz Fıstık " " Bende sana Yavşak Piç adını koysam sorun olmaz herhalde. " " Sanırım bir süre bu ad ile idare edebilirim. " Bu Küfürbaz Fıstık ve Yavş...