Poyraz'dan
Aslı'nın ölümünden sonra suskunlaşmıştım. Evet, kötüydü. Evet, Masal ile ayrılmama sebep olmuştu. Ama böyle de ölemezdi. Onunla... onunla bir geçmişim vardı.
'' Hey! '' Kafamı kaldırıp karşıma oturan Hande'ye baktım.
'' Her yerde seni arıyorum. '' Dirseklerimi masaya koyup başımı ellerimin arasına aldım.
'' Düşünmek istedim sadece. Son 1 aydır olanları sindirmeye çalışıyorum. '' Hande kaşlarını kaldırıp baktı.
'' Ya da son 1 gündür? '' Kafamı sallayıp başka tarafa çevirdim.
'' Gerçekten sizi anlayamıyorum. Hayatınızı mahveden o kız ve onun için hala üzülüyor musunuz? '' Kafamı Hande'ye çevirdim ve konuştum.
'' Neyden bahsediyorsun? O da senin gibi biri. Gerçekten ölümü seni etkilemedi mi? '' Hande kaşlarını çatıp sinirle konuştu.
'' Ben onun gibi biri değilim. O da benim gibi değil. O sürtük. Ben öyle değilim. O Aslı. Ben ise Hande'yim. '' Kafamı her iki yana sallayıp oturduğum yerden kalktım.
'' Güzel konuşmaydı. Sağol. '' Arkamı dönüp hastaneye doğru ilerlemeye başladım.
'' Ama öyle. Bana onu savunma! Bilmiyorum sanki, sende onu sevmiyorsun! '' Arkamı dönüp Hande'ye bağırdım.
'' Hiçbir şey bilmiyorsun! Masal'dan önceki hayatım hakkında hiçbir şey bilmiyorsun! Masal'dan önce Aslı vardı! Onu seviyordum ama onun umurunda dahi değildim. Ama o beni farkettiğinde artık çok geçti. Çünkü ben Masal ile tanışmıştım. Bu yüzden ne yaparsan yap. Aslı'yı benim gözümde kötüleyemezsin. O benim ilk sevdiğim kişiydi. İlk aşkımdı. '' Hande'nin şaşkınlıktan gözleri büyürken ona yaklaşıp konuştum.
'' Artık ona yalan söyleyemem. Gidip Masal ile konuşacağım. '' Arkamı dönüp ilerlerken Hande arkamdan geliyordu.
'' Peki ona ne söyleyeceksin. 'Senden önce Aslı'yı seviyordum' mu? Ya da 'Sen yokken Aslı vardı' mı diyeceksin? '' Hastanenin içine girerken konuştum.
'' Ne diyeceğim bilmiyorum. Ama söyleyeceğim. Ona geçmişimi anlatacağım. Bilmeye hakkı var. '' Hande arkamdan gelirken kendi kendine de konuşuyordu.
'' Ahh! Masal sana yumruğu çakacak. '' Gülümseyip konuştum.
'' Umarım sadece yumruk ile yetinir. '' Hande'den gülme sesi geldiğinde Anıl'ın yattığı kata varmıştık bile. Masal koltukta oturuyordu. Yanında da Toprak vardı. Sinirle elimi sıkıp yanlarına ilerledim. Masal beni farkedince ayağa kalktı.
'' Bir şey konuşabilir miyiz? '' Kaşlarımı çatıp konuştum.
'' Ne oldu? '' Masal gözleri ile Toprak'ı işaret etti.
'' Önemli. '' Sinirle Toprak'a bakarken konuştum.
'' Bir şey mi yaptı? '' Masal elini koluma koyup konuştu.
'' Poyraz, bir şey yapmadı ama konuşmamız lazım. Dışarıda. '' Bakışlarımı Masal'a çevirdim. Yalvarırcasına bakıyordu. Çünkü onu döveceğimi çok iyi biliyordu.
Kafamı salladım. Masal Hande'ye dönüp birşeyler konuşurken ben Toprak'a bakıyordum. Gerçekten ne olarak buradaydı. Masal'ın arkadaşımı? Ya da Masal'ı seven kişi olarak mı?
Elimi sinirle sıkarken Toprak kafasını bana çevirdi. Sonra da gülümsedi.
'' Gözlerinden ateş falan mı çıkarmaya çalışıyorsun Sinirli Eski Sevgili? '' Ona doğru bir adım atmıştım ki Masal önüme geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Telefondaki Yabancı
ChickLit" Adın ne bakalım senin? " " Söylemezsem nolur? " " Bende takma isim koyarım " " Neymiş o? " " Küfürbaz Fıstık " " Bende sana Yavşak Piç adını koysam sorun olmaz herhalde. " " Sanırım bir süre bu ad ile idare edebilirim. " Bu Küfürbaz Fıstık ve Yavş...