Yıllar gibi geçen 4 günün ardından Poyraz uyandı. Bu süre boyunca koridordaki koltuklarda sabahlamıştık. Sağımda annem ve Poyraz'ın annesi solumda da Hande vardı. Batu ve Anıl karşımızdaki koltuktaydı. Küçük kardeş İpek ise kucağımdaydı. Evet. Değişmişti o da. Yani bana kafa tutmuyordu. Kucağımdaki sarı saçlı ufaklığa bakıp sırıttım. Abisine benziyordu. Burnu, yüzündeki benler... En çokta tavırları.
İpek'i saçlarından öpüp kafamı kafasına yasladım. Gözlerimi kapatıp Poyraz'ı düşündüm. Benim için yapmıştı. Benim yüzümden neredeyse ölecekti. Gözümden akan yaş İpek'in saçlarına düştü. Kafasını kaldırıp bana baktı. Ağladığımı görünce ellerini yanaklarıma koyup konuştu.
'' O yaşıyor, abim yaşıyor. Niye ağlıyorsun ki? '' Ellerini tutup gülümsedim.
'' Mutluluktan. '' Kollarını boynuma dolayınca ağlamam şiddetlendi.
'' Ağlama. Eğer abim seni böyle görürse üzülür. '' Gülerek konuştum.
'' Söz veriyorum. Bir daha ağlamayacağım. '' Kafasını çekip gülümseyerek bana baktı.
'' Söz mü? '' Kafamı sallayıp onayladım. Gülüp yanağımı öptü. Bende onunkini öptüm. Yanımıza gelen doktor ile bakışlarım ona döndü. Hepimize baktıktan sonra Poyraz'ın annesine döndü.
'' Yanına girebilirsiniz. '' Farkına olmadan tuttuğum nefesimi geri bıraktım. Onu özlemiştim. Ve sonunda görebilecektim. Annesi ayağa kalkarken İpek kucağımdan inip annesine döndü.
'' Bende geleceğim. '' Annesi onun elini tutup beraber odaya ilerlediler.
'' O çocuğu kıskandım. '' Karşımdaki Anıl'ın konuşmasıyla ona döndüm. Kaşlarımı çatıp ona baktım.
'' Ne gibi? '' Gözlerini devirip kaşlarını kaldırdı.
'' Benden çok seviyorsun onu. '' Gözlerimi devirip ayağa kalktım.
'' Saçmalama lütfen. Sen benim kardeşimsin. Kimseyi seni sevdiğimden fazla sevemem. '' Gülümseyip kollarımı açtım. İlk göz devirsede sonra o da gülüp ayağa kalktı ve kollarını açıp bana sarıldı. Kafamı omzuna yasladım.
'' Seni seviyorum. '' Kafamı kaldırıp Anıl'a baktım.
'' Bende seni seviyorum. '' Yanımıza gelen Çakıl ile ayrıldık. O Çakıl'ın yanına ilerlerken bende Poyraz'ın odasının önüne cama doğru ilerledim. Camdan baktığımda Poyraz sırtını yatağın başlığına yaslamış oturuyordu. Beni farkedince gülümsedi. Elimi cama yaslayp bende gülümsedim. Ellerini kaldırıp kalp işareti yapınca kafamı yere eğdim. Odanın kapısı açılınca içeriden çıkan kişiye baktım. Poyraz'ın annesiydi. Bana gülümseyip konuştu.
'' Hadi sen gir. Biz daha sonra da konuşuruz. '' Gülümseyip sarıldım.
'' Teşekkür ederim. '' O da bana sarıldı.
'' Poyraz'ın sana ihtiyacı var. '' Kafamı çekip baktım. Gözleri dolmuştu ama yinede gülümsüyordu.
'' Sen onun yanındayken bile onun sana ihtiyacı var. '' Gülümseyen yüzüm Poyraz'ı bulunca yanına ilerledim.
'' İyisin değil mi? '' Gözlerine baktım.
'' Yangında içerideyken çok korkmuştum. Bir şeyin yok ya? '' Gözlerim dolarken dudağımı dişledim.
'' Masal? '' Yanına oturup elini tuttum.
'' Masal korkutuyorsun beni? '' Gülümseyip kafamı kaldırmadan konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Telefondaki Yabancı
Literatura Feminina" Adın ne bakalım senin? " " Söylemezsem nolur? " " Bende takma isim koyarım " " Neymiş o? " " Küfürbaz Fıstık " " Bende sana Yavşak Piç adını koysam sorun olmaz herhalde. " " Sanırım bir süre bu ad ile idare edebilirim. " Bu Küfürbaz Fıstık ve Yavş...