'' Masal! Kızım kalk git artık şu okula. '' Yalvarırcasına anneme baktım.
'' Anne lütfen izin ver. Hafta sonuna kadar kilolardan kurtulmam lazım. '' Annem oflayıp bıkmışçasına bana baktı.
'' Ne halt yiyorsan ye. '' Arkasını dönüp giderken sevinçle zıplayıp anneme sarıldım ve yanağını sulu sulu öptüm.
'' Teşekkürler annelerin bir tanesi. '' Annemde güldükten sonra ondan ayrılıp odama girdim. Hızlıca çekmecedeki formalarımı giyip çantamı tek omzuma taktım ve aşağıya indim. Her zamanki gibi Anıl yine ortalarda yoktu. Büyük ihtimal Çakıl ile buluşmaya gitmiştir. cebimden telefonu çıkarıp Poyraz'ı aradım.
'' Alo. '' Boğuk gelen sesiyle kaşlarımı çattım.
'' Uyuyor musun sen hala? '' Düşme sesinden sonra bir küfür mırıltısı duyuldu. Ben gülerken Poyraz sinirle konuşuyordu.
'' Off! Evde misin? '' Gülmeyi bırakıp cevap verdim.
'' Evet. ''
'' Tamam 5 dakika sonra geliyorum. '' Daha 'Tamam' diyemeden telefonu kapatmıştı bile. Umursamayıp kahvaltı masasına oturdum.
'' Anıl nerede? '' Annem gülüp konuştu.
'' Çakıl ile buluşacaklarmış erken çıktı. '' Gözlerimi devirip konuştum.
'' Şuna bak! Poyraz'ı bile ben uyandırıyorum. '' Annem kahkaha atıp bana baktı.
'' Kızım, sen Poyraz'ı çok değiştirdin. Farkında değilsiniz ama ikinizde birbirinizle iken çok değiştiniz. '' Gülümseyip anneme baktım. Öyleydi. İkimizde nirbirimize yeni şeyler öğretiyorduk sanki. Tabağımdaki sucuğu ağzıma atıp konuştum.
'' Ama yine de odun. '' Annem yine gülerek bana bakınca bende kahkaha attım.
'' Hadi yemeğini ye de git şu okuluna. '' Gözlerimi devirip konuştum.
'' Ne meraklısın sende beni postalamaya ya. '' Annem gülmeyi kesip bana ciddi bir bakış atınca ellerimi pes edercesine kaldırdım ve yavaşça masadan kalktım.
'' Tamam, tamam. Gidiyorum. '' O sırada gelen korna sesiyle gülüp anneme öpücük attım.
'' Görüşürüz. '' Ayakkabılarımı giyip çantamı omzuma astım ve evden çıktım.
Tam karşımda, sadece 2 merte uzağımda arabaya yaslanmış tüm yakışıklılığıyla bana bakıyordu. Saçlarının rüzgarda taradığı yerin tersine doğru gitmesi komik dursada yakışıklıydı. O an düşündüm de birçok olaydan dlayı birbirimize zaman ayıramamıştık.
Gülümseyip ona doğru koştum. Sırtını arabadan çekip doğruldu. Yanına varınca çantayı yere atp kollarımı ona sardım. O da kollarını belime sarıp kafasını boynuma doğru yerleştirdi. Ne zamandır böylesine içten, korkmadan sarılmamıştım ona. Boynuma ufak bir öpücük yerleştirip kafasını kaldırdı. Bende kafamı kaldırıp ona baktım.
'' Bunu neye borçluyum. '' Gülümseyip ayaklarmın üzerinde yükseldim ve yüzümüzü hizaladım. Suratındaki gülümseme genişlerken gözleri dudaklarıma kaymıştı. Gülümseyip kafamı her iki yana salladım.
'' Hiç sadece sarılmak istedim. '' Bakışlarını bana çevirip yanağımdan uzunca öptü.
'' Hadi, geç kalacağız. '' Önümden çekilip diğer tarafa geçerken ben şaşkınca ona bakıyordum. Kapıyı açıp arabaya binince şaşkınlığım daha da arttı. Sinirle kollarımı göğsümde kavuşturup bekledim. Bir insan bu kadar odun olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Telefondaki Yabancı
ChickLit" Adın ne bakalım senin? " " Söylemezsem nolur? " " Bende takma isim koyarım " " Neymiş o? " " Küfürbaz Fıstık " " Bende sana Yavşak Piç adını koysam sorun olmaz herhalde. " " Sanırım bir süre bu ad ile idare edebilirim. " Bu Küfürbaz Fıstık ve Yavş...