" Ezgi kolunu maviye koy. Ege sende bacağını yeşile koy. "
Şuan gülerek bizimkilerin haline bakıyordum. Twister oynuyorlardı ve şuan garip bir şekle girdiler bile.
" Ege! Bir taraflarını bir taraflarımdan çekermisin! " Ezgi'nin bu lafı üzerine büyük bir kahkaha patlatıp gülmeye devam ettim.
" Elimde olan bir şey mi? İlayda'da arkadan bana dayıyor. Ben bir şey diyor muyum? " Gülmemi durduramazken Toprak'ın sesini duydum.
" Lan! Çekil kardeşimin üzerinden! "
" Tamam lan tamam! " Ege sinirle ayağa kalkınca üstünde olan İlayda yere düştü. Daha doğrusu Ezgi'nin bacaklarını üstüne. Böylece Ezgi'de yüzüstü yere yapıştı.
Bu hallerini görünce karnımı tutarak gülmeye devam ettim. Gerçekten çok komiktiler.
" Sanada iyi eğlence oldu. " Ege'nin gülerek söylediği bu cümleye kafamı sallayarak cevap verdim. O sırada cebimdeki telefon titremeye başladı. Telefonu cebimden çıkarıp arayana baktım. Annem'di. Ayağa kalkıp odadan çıktım ve aramayı cevapladım.
" Alo. Anne. "
" Masal... Masal gelmen lazım. " Annemin ağlayarak söylediği bu cümle kaşlarımı çatmama neden oldu.
" Anne ne oluyor? Sen iyi misin? " Annemden hıçkırık sesi geldikten sonra konuşmaya başladı.
" Anıl. O... bayıldı. Biz ne olduğunu bilemedik. Hastaneye geldiğimizde komaya girdiğini söylediler. Masal sana ihtiyacımız var kızım. " Gözlerimden akan yaşları silmeden konuştum.
" Tamam ben.. ben hemen bavulumu toplayıp geliyorum. "
'' Toplamana gerek yok. Yani... istersen geri dönersin. '' Kafamı her iki yana sallayıp konuştum.
'' Hayır. Hayır olmaz. Ben hemen uçağa yada otobüse biner gelirim. '' Annemin zar zor söylediği 'Tamam' sözünden sonra telefonu kapatıp içeri girdim. İlayda Twister'ı topluyordu diğerleri ise koltukta oturmuş gülüyorlardı. Toprak kafasını bana çevirip ağladığımı görünce ayağa kalkıp yanıma geldi.
'' Masal. İyi misin? '' Kafamı kaldırıp Toprak'a baktım.
'' Ölüyor. '' Toprak gözlerini kısıp bana bakarken diğerleri oturdukları yerden kalkmıştı bile.
'' Kim? '' Gözlerimi yumup kafamı yere eğdim.
'' Anıl. Kardeşim. '' Kafamı kaldırdığımda Ezgi'nin ağzını eliyle kapatıp kaşlarını kaldırmış olduğunu gördüm. Ege ise kaşlarını çatmış yere bakıyordu. Bakışlarımı Toprak'a çevirdim.
'' Gitmeliyim. Tamamen. '' Toprak bir adım atıp bana yaklaştı.
'' Seninle geliyorum. '' Kafamı her iki yana salladım.
'' Gelme. Senin burada bir kardeşin var. Hayatta, durumu gayet iyi de. Ve en önemlisi senin yanında. Onu bırakma. '' Gözümden akan yaşı silip konuşmaya devam ettim.
'' Hepinize teşekkür ederim. Bana burada çok güzel anılar verdiniz. Tekrar gülmemi sağladınız. Her şey için teşekkür ederim. '' Gidip tek tek hepsine sarıldım. En son arkamı döndüğümde Toprak yere bakıyordu. Yanına gidip ona baktım. Arkasını dönüp çıkışa ilerlerken konuştu.
'' Seni eve bırakırım. '' Gözlerimi yumup nefesimi dışarı verdikten sonra kafamı çevirip son kez Ege, Ezgi, İlayda ve Pelin'e zor da olsa gülümsedim ve Toprak'ın peşinden gittim.
***
Evde kıyafetlerimi bavula koyarken Toprak başımda dikiliyordu. Pes edip kafamı kaldırdım ve Toprak'a baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Telefondaki Yabancı
ChickLit" Adın ne bakalım senin? " " Söylemezsem nolur? " " Bende takma isim koyarım " " Neymiş o? " " Küfürbaz Fıstık " " Bende sana Yavşak Piç adını koysam sorun olmaz herhalde. " " Sanırım bir süre bu ad ile idare edebilirim. " Bu Küfürbaz Fıstık ve Yavş...