Telefondaki Yabancı

TY 2. Sezon - 2

2 gün geçmişti. Hala bir değişiklik yoktu. Tek değişen şey içeriye almaya başlamalarıydı. Ve sadece annem ile babam girmişti. Cesaret edememiştim daha. Söyleyecek kelimeleri bulamamıştım.

Bu 2 gün boyunca ise Poyraz ile o olaydan sonra pek birşey olmadı. Arada konuşuyorduk sadece. Hande ise hala neler olduğunu çözmeye çalışıyordu. Çünkü daha anlatmamıştım. Oturduğum koltuktan kalkıp Hande'ye döndüm.

'' Kantin'e gideceğim. Geliyor musun? '' Kafasını sallayıp kalktı ve beraber aşağıya inmeye başladık.

'' Pekala. Pes ediyorum. Ne oldu anlat? '' Kaşlarımı çatıp Hande'ye baktım.

'' Ne gibi? '' Gözlerini devirip kısarak bana baktı.

'' Bilmemezlikten gelme. Poyraz ile aranızda ne oldu? '' Kafamı çevirip ona bakmadan cevap verdim.

'' Hiç birşey. ''

'' Kaşınıyorsun. '' Kafamı tekrar Hande'ye çevirdim.

'' Herkes kaşınır. Sen kaşınmıyor musun? '' Oflayıp beni durdurdu.

'' Tek fark senin yalan söyleyince kaşıyor olman. Hemde enseni. '' Gözlerimi devirip derin bir nefes aldım.

'' Pekala. Şey biz öpüşmüş olabiliriz. '' Hande'den duyup duyabileceğim en yüksek çığlığı attı.

'' NE! '' Elimle ağzını kapatıp etrafa baktım.

'' Kızım ne bağırıyorsun ya. '' Hande elimi ittirip beni kenara çekti.

'' Ee, anlat bakalım. '' Gözlerimi devirdim. Keşke söylemeseydim.

'' Ya işte gözündeki morlukları gördüm. Kimin yaptığını sorunca söylemedi ama anladım ben. 'Ömer mi?' dedim. O da bakışlarını falan kaçırdı. 'Çok acıyor mu?' diye sorunca da 'Öpersen belki geçer.' dedi. Bende kaşlarımı çatarak bakınca tabi o da 'Bu kadar kötü mü beni öpmen?' dedi. Bende bişey demeyince yapıştı dudaklarıma. '' Hande gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu.

'' Peki ittirdin mi? Yani geri falan çekildin mi? ''

'' İstesemde izin vermedi. Bende anın akışına bıraktım. '' Hande kocaman gülümseyip koluma girdi.

'' Bunu öğrendiğim iyi oldu. Artık gönül rahatlıyıyla uyuyabilirim. '' Kaşlarımı kaldırıp Hande'ye baktım.

'' Ne? Belki kafaya takmıştım olabilirim. Ama belki. '' Gülüp kafamı önüme çevirdim ve kantine girdik. Çalışana iki nescafe söyleyip masalardan birine oturduk.

'' Peki şimdi ne olacak? '' Kafamı 'Bilmiyorum' dercesine iki yana salladım.

" Tekrar barışmak istese, sevgili olmak istese ne dersin? " Yine kafamı 'Bilmiyorum' dercesine iki yana salladım. Hande bana doğru yaklaşıp konuştu.

" Peki senin bildiğin bir şey var mı? " Gülümseyip kafamı kantinin girişine çevirdim. Poyraz bize doğru geliyordu. Hande de fark edince kafasını oraya çevirdi.

" Ne bu acele? Noldu? " Bakışlarımı tekrar Poyraz'a çevirdim.

" Aslı. O da hastaneye yatmış. " Kafamı yere eğip mırıldandım.

" Beter olsun. " Hande bana baktıktan sonra tekrar Poyraz'a döndü. Sanırım duydu.

" Peki neden? " O sırada çalışan bizim nescafeleri getirince önümdeki bardak ile ilgilenmeye başladım. Bir yandan da Poyraz'ı dinliyordum.

" Kaza yapmış. Şuan baygın diyorlar. " Hande tam konuşacakken Poyraz' dönüp ben konuştum.

" Sen kimden öğrendin? " Poyraz bana baktı ve ardından elini ensesine atıp konuştu.