Tezgahta domatesleri doğrarken belime sarılan kollarla ve omzuma konulan çeneyle gülümseyip kafamı çevirdim ve Poyraz'ın yanağına öpücük kondurdum. Önüme dönüp domatesleri doğramaya geri döndüm. Poyraz elimi tutup bıçağı bıraktırdı ve beni kendine çevirdi.
" Seni seviyorum. " diyip dudaklarıma doğru eğildi ve öpücük kondurdu. Kafamı kaldırıp âşık olduğum adama baktım.
" Bende seni seviyorum. " dedim ve gülümsedim.
" Ama artık uyanma vakti geldi. " Neyden bahsediyordu? Ne uyanması?
" Nasıl? " dedim Poyraz'a anlamazca bakarak.
" Hadi Masal uyan artık. "
Ağzımı açıp konuşmak istiyordum ama konuşamıyordum.
" Masal. "
" Masal! "
Gözlerimi açınca tam karşımda gördüğüm gözlerle şok etkisi yaşamıştım. Nasıl yani? Rüya mıydı?Poyraz elini omzuma koyunca gözlerim oraya gitti.
'...omzuma konulan çeneyle gülümseyip kafamı çevirdim ve Poyraz'ın yanağına öpücük kondurdum.'
Gözlerimi kapatıp kendime gelmeye çalıştım." Masal iyi misin? "
Poyraz'a dönüp yüzüne baktım. Sonra gözlerim dudaklarına kaydı.
' "Seni seviyorum. " diyip dudaklarıma doğru eğildi ve öpücük kondurdu.'
Her şey çok gerçekçiydi. Belime sarılan kolları, 'Seni seviyorum.' deyişi, dudaklarının sıcaklığı...
Her şeyiyle çok gerçekçiydi.Kafamı her iki yana sallayıp kendime geldim ve kekelememek için dua ederek konuştum.
" Yok bir şeyim yaa. İyiyim. İnelim mi artık? "
Poyraz kafasını salladı ve kapısını açıp çıktı. Bende derin bir nefes alıp kapıyı açtım ve dışarı çıktım.
Hastaneye doğru ilerlerken bile rüya aklımdaydı. Acaba gerçek olsaydı ne hissederdim? Ne olurdu?
Hastanenin otomatik kapısından içeri girdim ve sağa merdivenlere ilerledim. Daha merdivenlere adım atmadan kolumdan çekilmem bir oldu.
" Kaçıncı kat? " Gözlerimi devirip cevap verdim.
" 3 "
" Ne! Sen kafayı mı yedin 150 merdiveni çıkmak mı istiyorsun? " kafamı onaylamazca sallayıp cevap verdim.
'' 189. Yanlış biliyorsun. ''
'' Bak işte bu daha kötü. Asansöre bineceğiz. '' Poyraz beni bileğimden asansöre doğru çekerken bende onun kolunu tutup durdurmaya çalışıyordum.
'' Ya Poyraz dur. Bir sorunumuz var. '' Poyraz beni dinlemeyip ilerlemeye devam etti.
'' Ya ne diyorum ben ya. Taksana birr! '' Sonunda çığlığıma yenik düşüp arkasını döndü.
'' Yine ne var baş belası. '' Bela? Ben? Ben ve bela? Hiç yakıştıramadım.
'' Benim asansörlere fobim var. Yani binemem, kalırız falan. Çok iş, başka bir gün artık. '' diyip kolumu elinden kurtardım ve arkamı döndüm. Tabi sonra da önümü döndüm.
Niye diye bir sorun.
Niye?
Çünkü Poyraz beni tekrar kendine çevirdi.
Hadi canım sende.
Her neysee... Poyraz beni asansöre sürüklerken bense 'Help me!' çığlıkları atıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Telefondaki Yabancı
Literatura Kobieca" Adın ne bakalım senin? " " Söylemezsem nolur? " " Bende takma isim koyarım " " Neymiş o? " " Küfürbaz Fıstık " " Bende sana Yavşak Piç adını koysam sorun olmaz herhalde. " " Sanırım bir süre bu ad ile idare edebilirim. " Bu Küfürbaz Fıstık ve Yavş...