Selamunaleyküm ballarım.
Bismillahirrahmanirrahim.
Kapıma vuran babam sinirlerimi bozuyordu. Karşılık vermemeye umursamamaya çalıştım bende. Ama üzerimdeki ağırlık yüzünden orda olduğunu biliyordum.
Derin bir iç çekerek kapıya yöneldim ve açtım. Karşımdaki yürüyen örnek babam bana baktıktan sonra konuşmaya başladı.
"Yağız ben değişiminin farkındayım oğlum. Biliyorum senden bunu istemeye hakkımda yok ama beni affet lütfen affet. Dayanamıyorum evladım. Senin nefretle bakan gözlerine dayanamıyorum."
Yutkundum. Her şey bu kadar kolay olmamalıydı. Gözlerim Zehra'yı aradı. O babasının neler yaptığını bilmiyordu çünkü. Babamla aramızda bir sorun bir anlaşmazlık olduğunu biliyordu sadece. Babamın benim katilim olduğunu değil.
"Ben okula geç kalıyorum. Bu konu hakkındada konuşmak istemiyorum."
"Abi okuldan hasta olduğun bahanesiyle izin aldım. Çözün artık şu meselenizi. Ben hayatımdaki en değerli insanların birbirlerine nefretle baktıklarını görmeye dayanamıyorum."
Zehra'nın salondan gelen sesiyle şaşırdım. Bu saatte nasıl okulda olmazdı?
"Bu meseleye ne cürretle kardeşimi karıştırırsın sen? Ne anlattın ona?"
"Hiçbir şey."
Zehra'nın bu meseleler hakkında bir şey bilmemesi gerekiyordu. Kız çocuklarının babalarına nasıl aşık olduğunu az biraz biliyorum. Zehra babasına kırılan kızlardan olmamalı.
Çünkü ben annesine kırılan adamlardan oldum. Bunun kardeşime olmasına izin veremem.
Tekrar babama döndüm ve kısık bir sesle konuşmaya başladım.
"Şimdi önümden çekiliyorsun ve ben çıkıp gidiyorum. Bu konu hakkındada aman 'ben çok pişmanım' diye hiç bir şeyi Zehra'ya anlatmıyorsun. Zaten annesiz benim kardeşim. Onu birde babasız bırakırsan, olacaklardan ben sorumlu olmam."
Tam dönüp çıkıyordum ki yürüyen örnek kolumu tuttu.
"Oğlum lütfen bir kez dinle."
"Bırak kolumu."
"Lütfen dinle."
"Sana bırak kolumu dedim."
"Oğlum bak ben gerçekten çok pişmanım. Ne olur biraz din-"
"Ya yeter yeter, neyi dinleyeceğim ben ya neyi? Bana oğlum deyip durma tamam mı? Ben annemin oğluyum. O da beni bırakıp gitti."
Yükselen sesimi yine kıstım ve yürüyen örneğin kulağına eğildim.
"Bana annemin oğlu olduğumu söyleyen sendin."
Sonra sertçe kolumu çekip dış kapıya doğru ilerledim. Giderken son gördüğüm yürüyen örneğin gözünden akan yaşı silmesiydi. Ne yani benim içimdeki kocaman yangını bir göz yaşımı durduracaktı?
••••••••••••
Saatler sonra;
Yağız'ın tartışmadan sonra evden çıkışının üzerinden saatler geçmişti. Zehra'nın abisine ulaşamayıp meraktan öldüğü kocaman saatler. Abisi olayı neden bu kadar abartmıştı ki acaba? Bu kadar abartacak ne vardı ki yani?
Biraz alttan alsa olmaz mıydı? Kim bilir neden küsmüştü babasına, ama dinlemiyordu bile. Zehra bu kez abisine köklü bir trip atmayı düşündü birazcık dinleseydi babasını ne olurdu ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAYDANOZ (Tamamlandı)
Spiritualebilinmeyen: Hayırdır moralin bozuktu. Yağız: Evet. bilinmeyen: Hayırdır? Yağız: Pek takmıyorum ama evdekilere kavga ettim yine. neymiş her şeye maydanoz oluyormuşum. bilinmeyen: Ben maydanozları severim. ●○●○●○●○●○ Bilinmeyenin bilmediğiniz bir se...