Selamunaleyküm ballarım.
Bismillahirrahmanirrahim.
Sabah sabah zor gözlerimi açıp yatağımdan kalktım. Gideyim de kahvaltı hazırlayayım. Abime küsüm ama olsun ona yedirtmem.
Dün gece Zehra seslenip Yağız dönerken dönmesine çeyrek kala bende arkama dönüp Zehra'larla ilgim alakam yokmuş gibi zıt yönde yürümeye başlamıştım.
Görememişti beni. Zehra'ya ne var dercesine kafa sallamış Zehra'da saçma bir şey söylememek adına dondurma alın demişti.
Yağız saçmalamamasını söyleyip bir kafede oturalım alırız diyerek önüne dönmüş bende yol boyu Zehra'yı çimdikleyip, ayağına basıp, yada omuz atarak cezalandırmıştım. Ama o umursamamıştı. Yenilgisi yüzünden tabii ki.
Sonrada Kafeye gelmiştik. Ben kızları alıp ayrı masaya oturmuştum zaten abimde öyle isterdi. Gıcık uyuz abim. Ben Yağız beni görmesin tanımasın derken abimse Yağız seni görmesin görürse atamam başımdan diyordu.
Tabi bunu bana değil yengeme söylemişti. Bana gelince ne kadar tipsizsin diye söyleniyor.
Kafede otururken çok eğlenmiştim sonra çıkıp gitmiştik. Kadayıf yemeye tabiki. Canım kadayıf çok seviyorum seni.
Kadayıf yerken Yağız'ın arada dalıp gittiğini farkediyordum. Baktığımdan değil ya ona sesleniyorlar oda geç cevap veriyordu. Zehra haklıydı yani bir şeyler olmuş. Yakında çıkar kokusu.
Kadayıflarıda yedikten sonra ufak ufak evlere yol almaya başlamıştık, sokaklar hep çocuklarla doluydu. Şimdi onlarla oynamak vardıda iftardan önce çok oynamıştım. Ki zaten şu ortamda hiç oynayamazdım.
Ama yürürken birden gelen topla hızlıca topu tutup tekrar çocuklara fırlatmıştım. O sıra koşarak çocukların yanına gidip vuran çocuğada taktik vermiştim.
O an bizim okuldan Dildar'da yanıma gelmişti. Severdim bu kızıda çok tatlıydı. İyi oynadığımı söyleyince beraber gülmüş ve arkamıza dönmüştük.
Dönmüştük dönmesine ama arkamda bırakıp koşarak buraya geldiğim herkes bana bakıyordu. Şokla acaba bakıyor mu diye başımı Yağız'a çevirmiştim ve birden göz göze gelmiştik. O an zaten çok tuhaftı. İlk defa Yağız'ın gözleriyle gözlerim çakışmıştı. Hemen kafamı çevirip Dildar'la birlikte bizim kızların yanına gitmiştik.
Ayşe şok olmuş bir şekilde 'kanka Yağız seni gördü.' Demişti. Zehra ise sırıtıyordu. 'Ağağağ gider gitmez abimden raporu alacağım. Kesin vuruldu sana kesin bu gülüşün başka açıklaması olamaz.' Gülüş mü ne gülüşü diye düşünmüştüm tabi bende. Yağız'a bakınca ise kafasını önüne eğmiş gülmemek için zor duruyordu.
Ama tabi sonunda eve gelince saçma bir şekilde abim bana kızmıştı. 'Yağız seni niye görüyor?' Diye ya şu saçmalığa bakar mısınız? Beni niye görüyormuşmuş? Pardon gözlerini oyamadım.
Düşüncelerim eşliğinde mutfağa geldim. Kahvaltılıkları dolaptan masaya koyarken aklıma dün geceki teravih namazında uyuyakalan küçük kız geldi. ALLAH'ım yaa secdede uyuyakalmıştı. E tabi 20 rekatlık teravih nam- bir dakika teravih?
Ya biz Ramazan'dayız ne kahvaltısı ya? ALLAH'ım sen benim aklıma mukayyet ol.
Sabır dileyerek masaya koyduklarımı gerisin geri dolaba yerleştirmeye başladım. Bir yandanda söyleniyordum. Hepsini koyduktan sonra tam masaya oturup hayatımı sorguluyordum ki tezgahın üzerindeki yeşillikleri ve dolayısıyla maydanozu yerine koymadığımı gördüm.
Bir kez daha sakin kalmaya çalışarak tabağı elime aldım ve onuda streç filmle kaplayıp dolaba yerleştirdim. Ahh ah maydanoz çok güzel kokuyorsun ama ben oruçluyum üzerine limon sıkıp yiyemem seni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAYDANOZ (Tamamlandı)
Spiritualebilinmeyen: Hayırdır moralin bozuktu. Yağız: Evet. bilinmeyen: Hayırdır? Yağız: Pek takmıyorum ama evdekilere kavga ettim yine. neymiş her şeye maydanoz oluyormuşum. bilinmeyen: Ben maydanozları severim. ●○●○●○●○●○ Bilinmeyenin bilmediğiniz bir se...