Selamunaleyküm ballarım.
Bismillahirrahmanirrahim.
Alışveriş günüü yazardan:
Berin sabah bütün heyecanıyla birlikte kalkıp okula gitmişti. Sınıfa zor sığdığı bir günün ardından sonunda vakit gelip çattı.
Okuldan çıkarken Yağız o gününü çoktan ayırdığından Zehra ile birlikte kapıda bekliyordu. Berin yalnız gitmek istemezse diye tedirgindi zaten ama Zehra sağolsun hemen gelmişti.
"Ay yengem nerde kaldı ya?"
"Çatlama Zehra."
"Ay aman sende hemen tersle, al senin olsun yengem."
"Aff Zehra biraz sessiz olsan abiciğim ne dersin?"
"Sustum ben tamam."
Bu sırada Berin gelip arabaya bindikten sonra sakince selam vermiş yerine sinmişti. Bugün yeterince heyecanlı olduğundan arkaya direkt oturmuş ve Yağız'a hiç bakmamaya çalışıyordu.
Hoşgeldin beş gittin ritüelinden sonra Berin kafasını koltuğa yaslanmış gözlerini kapatmıştı. Bu sırada bugünki sessizliğini rekor süreye ulaştıran Zehra sonunda konuşmaya başladı.
"Ayy şimdi ilk zamanlarınızı hatırladım da, dikine dikine ikinizde nasıl reddediyordunuz?"
"Yengen yüzünden..."
"Abin yüzünden..."
İkisi aynı anda konuşurken Zehra güldü.
"Niye ki?"
"O zaman o kadar masum masum bakmasa biraz kötü huylu olsa ben istikrarımı korurdum."
"Aynen bundan o kadar içime işlemese bende korurdum."
"Ay aman iyi ki koruyamamışsınız istikrarınızı."
"İyi ki."
"Şükürler olsun. Bizim göremediğimizi bilmediğimizi ALLAH biliyor ya."
Arabada herkes biraz gülümsedi. Böylece yolculuk sessiz evresine geçmişti.
Bu arabada yolculuk böyle sessizce devam ederken getirileri pek sessiz değildi. Ayşe gereğinden fazlaca heyecanlanıyor kendi kendini velveleye veriyordu.
Şu işleri bitsin mutlaka gidip Berin'e yetişecekti. Yetişmezse keserdi bile kendini. Hem zaten işi az kalmıştı. Çalan telefonuna kenardan bir bakış attı. Alper arıyordu, kim bilir yine ne saçmalayacaktı?
Telefonu açmayı reddedip işlerine odaklandı. İşi olduğuna dair mesaj atacaktı, attı da. Alper'in 'ok.' karşılığını alınca göz devirip işine devam etti.
Bu sırada Alper ise etrafta boş boş dolanıyordu. Son zamanlarda içinde iyice bir boşluk olmuştu. Saçma sapan bir şeyleri sorgulamaya ve boşluk hissetmeye başlamıştı.
Mesela neden kendini hep eksik hissediyordu, neden tam olmamıştı? Hep başarıyı kovalamıştı, başarılı olursa her şey tam olur sanıyordu ama o zaman şimdi eksik olan neydi?
Rabb'ine şükür ki aileside onu çok seviyordu. Ablası ile de arası çok iyiydi. Hatta onu deli etmeye bayılıyordu, tamam ablası çokta normal değildi ama olsun. Zaten etrafta normal kim kaldı ki?
Yine öylece bir sokağa girerken tanıdık bir yüz gördü sokakta. Burda ne işi olduğunu bilmesede sevinmişti. İyi olmuştu ya. Gülümseyerek ona doğru ilerledi.
"Selamunaleyküm Ali abi."
"Ooo Alper bey aleykümselam, ne işin var burda?"
Alper Ali'nin güven veren duruşuna baktı. Bir insanın duruşu nasıl güven verirdi bilmiyordu ama Ali'nin duruşu güven veriyordu işte. Abilik kanına işlemişti sanki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAYDANOZ (Tamamlandı)
Espiritualbilinmeyen: Hayırdır moralin bozuktu. Yağız: Evet. bilinmeyen: Hayırdır? Yağız: Pek takmıyorum ama evdekilere kavga ettim yine. neymiş her şeye maydanoz oluyormuşum. bilinmeyen: Ben maydanozları severim. ●○●○●○●○●○ Bilinmeyenin bilmediğiniz bir se...