Keyifle okuyun. Destek vermeden geçmeyin, öpüyorum.
Bu arada multide ki diziyi tavsiye ederim. Kısa ama çok güzelldir. (Adı: eyewitness philkas)
🌙
Huzurun tanımlamalarını isteselerdi eğer o bu adamın kokusunu anlatır, kelimelerini bu yüce hakkı verirdi. Her bir kelime Hazer, için harcanır, onun güzelliğiyle süslenirdi.
Bir adama güzel diyebilir miydi? Hazer, güzellik kavramına ters bir adamdı. Sert bir yüzü, soğuk bakan su yeşilleri ile güzellik kavramına zıttı.
Genişçe gerindiğinde yatağın sol tarafında onu karşılayan boşlukla araladı gözlerini. Kehribarları sabah güneşi kadar sıcak ve parlaktı. Yataktan doğrulduğunda dolaptan bir pijama altı geçirmişti altına. Çıplaklığının yarısını örttüğünde çıktı odadan.
Dün gece yaşananların izi bedenini süslüyordu. Mutfağa girdiğinde uzun zamandır alamadığı omletin kokusunu aldı. Hazer, her zaman yemek yapan bir adam değildi ama yaptığında ise hakkını verenlerdendi.
Kapı eşiğinde durduğunda telefonla konuşan, aynı zamanda da kahvaltıyı hazırlayan adamı gördü. Tıpkı onun gibi altında sadece eşofman vardı. Sırt kasları her hareket ettiğinde Erkan'ın aklına ahlaksız görüntüleri düşürüyordu.
Adama doğru ilerlediğinde onu çoktan fark ettiğine emindi. İyi bir asker olarak daha mutfağa girmeden bile onu hissetmiş olmalıydı. Dudaklarını ensesine bastırdığında adamın kasıldığını hissetti. Dişleri yavaşça omuzundan kürek kemiklerine inerken adamın omuzunun üzerinden ona dönmüştü.
"Erkan, telefondaki üstüm yapma amına koyduğum." Telefonu saniyelik olarak uzaklaştırmıştı kulağından.
"Evet komutanım, dinliyorum sizi." Adamın anlattığı şey artık umurunda değildi, aklı uçmuştu bile. Adamın dili, iki kürek kemiğinin arasından kaydığında dişlerini geçirdi dudağına. Erkan'ın dişleri ve dili en olmadık zamanda onu uyandırmıştı. Dün gecenin yorgunluğun atamayacağını düşünmüştü ama adamın içinde olmak ya da Erkan'ı içinde olması hiçbir şekilde yormamıştı. Aksine daha da canlandırmış, uyuyan canavarı uyandırmıştı.
Erkan'ın elleri eşofmanın önüne kaydığında genç adama dönmüş tek hareketle boynundan tutmuş ve sırtını dolaba yapıştırmıştı. Parmakları boynun etrafını sararken telefondan komut veren adama onaylayan kelimler döktü. Adamın ne söylediğini, kendinin neyi onayladığından emin bile değildi.
Gözleri Erkan'ın kızarmış dudağından, kararmış kehribarlarına kaydı. Adamın elleri yavaşça göğsünden ensesine kaydığında yapacağı şeyi bekledi kısık gözlerle. Erkan, göz kırpıp adamı tek seferde kendisine çekip dudağını öptüğünde kasıklarının tepkisine şaşırdı. Karnını delip geçen bıçağı, kalbini sıkıştıran kaburgalarını hissetti.
"Teğmen, her şey yolunda mı?" Dudağını hızla çekti. Şaşkınlıkla Erkan'a bakarken adamın yüzündeki serseri sırıtışa tav olmamak için gözlerini kaçırdı. Nefessiz kalmıştı birkaç saniyede.
"Evet, komutanım her şey yolunda. Sevgilim küçük bir kazaya neden oldu da." Erkan'ın kehribarları öyle bir parlamıştı ki bu sefer onun yüzünde bir sırıtış vardı.
"Ahhh anlıyorum Teğmen." Adamın sesindeki ima o kadar açıktı ki eğer Hazer utanan bir adam olsaydı şimdi yanlış anladığını söylerdi. "Öğleden sonraki toplantıya gecikmeyin, geriye kalan detayları orada konuşuruz."
"Emredersiniz." Başka bir şey beklemeden telefonu kapatıp arkasındaki masanın üzerine attı. "Erkan, az önce üstümün yüzüne telefonu kapattım." Boynundaki elini daha da sıktığında Erkan'ın başı geriye düşmüş dudakları aralanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐇𝐚𝐳𝐞𝐫 & 𝐄𝐫𝐤𝐚𝐧 | 𝐁𝐱𝐁 [+18]
Novela JuvenilBirbirlerine asla doymayan Komutan ve askeri. Ruhları alev almışken, bedenleri neden yanmasın? Eşcinsel 🏳️🌈 17.01.21