Keyifle okuyun. Medyada bizimkiler.💜
🌙
Günlerdir olduğu gibi yine yalnız olmanın öfkesiyle doğruldu geniş yataktan. Duşa girmeden önce telefonunu kontrol etmiş ve Hazer'e kısa mesaj çekmişti.
Göreve başladığı günden bu yana bir hafta geçmişti. En son Hazer'i gördüğünde yatakta bedenini yoktan var eden anları paylaşıyorlardı. Uyandıkları sabahtan bu yana hiç görüşmemişti. Yüz yüze gelmek için çok bahane üretse de MİT özellikle tanıdığı herkese karşı onu uzak tutuyordu.
İşin içindeydiler artık. Bu görevi bitirmelerine az kalmıştı. Adamı enseleyip kodese tıkacak ardından da sevdiği adamla yeniden arzulu dakikaları yaşayacaktı. Soğuk suyun altına girip iri bedenini ıslattığında bir haftadır saçma sapan dosyalama ve şirket işleriyle uğraşmaktan yorgun düştüğünü hissetti. Onun hareket etmesi, dağ taş gezmesi gerekiyordu. Masa başında rahat iş ona göre değildi.
Günlerce sırtında kilolarca çantayla karda kışta gezse bile bu kadar yorulmazdı. Yıkanıp çıktığında beline havluyu sarıp odasına girdi. Özel olarak verilen evde bir o yaşıyordu. Odası dışında her yerde ses kaydı ve gizli kamera vardı. MİT her bir dakikasını izliyor ve dinliyordu. O da elinden geldiğinde iş görüşmelerini burada yapmaya çalışıyordu.
Evden çıkıp arabasına bindiğinde onu takip eden tanıdık minibüsü gördü. Şu bir hafta geçirdiği en kötü haftaydı. Araba şehir merkezine giden otoyola çıktığında sabah trafiğine takılmamak için ilk sapaktan sapmış ve yol aralarını kullanmıştı. Eski pazar yerinin önünden geçti. Pahalı restoranların sıralandığı sokağa girdiğinde yolun sonunda olan ünlü bir restorandın yer altı otoparkına girdi.
Üst kata en yakın yere park edip indiğinde telefonunu kontrol etti ama hiçbir mesaj yoktu. Hazer muhtemelen uyanmıştı o zaman neden cevap vermemişti?
Anahtarı ceketinin cebine atarken sabah sabah toplantı yapmanın ne manası olduğunu anlamaya çalıştı. "Daha kargalar bokunu yememiş toplantı diyor adam bana!" Öfkeyle homurdanırken kafeye girmişti. Bu görevi sevmediği o kadar açıktı onu dinleyen adamların yüzünü görmesine gerek yoktu sesi yetiyordu.
Yaşar Bey ve kızını cam kenarında bir masada gördüğünde yüzüne maskesini takıp sırtını dikleştirdi. Dudağı alaycı bir ifadeyle kıvrılırken onu izleyenlerin yüzünde kıskançlık dolu hayran bakışlarını görmedi. Kaslı bedeni sarıldığı takımı doldururken masanın başında durdu.
"Yaşar Bey, günaydın." Adamın yanına oturmadan önce kadının eline uzanıp küçük bir öpücük kondurmuştu. "Irmak Hanım."
"Günaydın Erkan." Bey sıfatından kurtulmuş samimi bir havaya bürünmüştü. Erkan bunu görmezden geldi. Masaya oturduğu an önüne konulan kahve için küçük bir baş hareketiyle teşekkür etti.
"Bu toplantıyı yarın yapacağımızı söylemiştiniz. Neden sabahın erken saatine aldınız?" Adamın köşeye sıkıştığını biliyordu.
"Biliyorsun ki askerle başım belada hala. Elimdeki her şeyi almadan önce senden paramı ve malımı aktarmanı istiyorum. Devlet birçok şeye el koydu ama senin dostların var, yardım ederler." Yandan bakış attı kahvesinden yudum alan adama. Erkan oldukça rahat bir tavırla kahvesini yudumlarken gülümsedi. Ellerine birçok şey geçmişti ama hala telsiz ve silahları yapanların o olduğunun net bir kanıtını bulmamışlardı.
"Merak etmeyin Yaşar Bey, her şey hallolacak. Çok yakın dostum olan milletvekili var, bize yardımcı olacaktır."
Adamın yüzü gülümsemeyle aydınlandı. Bakışlarını geldiği andan gözü sürekli ona değen kadına değdirdi. "Irmak Hanım, sizin de şirkette bir göreviniz var mı?"
![](https://img.wattpad.com/cover/255317665-288-k922101.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐇𝐚𝐳𝐞𝐫 & 𝐄𝐫𝐤𝐚𝐧 | 𝐁𝐱𝐁 [+18]
Novela JuvenilBirbirlerine asla doymayan Komutan ve askeri. Ruhları alev almışken, bedenleri neden yanmasın? Eşcinsel 🏳️🌈 17.01.21