24'

1.1K 50 31
                                    

keyifle okuyun. 🤍

Kapı kapanıp sessizlikle yüzleştiğinde yatağına çöktü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Kapı kapanıp sessizlikle yüzleştiğinde yatağına çöktü. Saat gece yarısına gelmek üzereydi. Hazer 'den hala ses gelmiyordu. Kendi evine de gitmemişti bunu biliyordu çünkü balkondan karşı binaya baktığında evinin ışıkları aylardır olduğu gibi kapalı, perdeleri çekiliydi. Mert'in ne durumda olduğunu da öğrenememişti. Her şey şu an perdenin arkasında saklanıyordu.

Yatağa uzandı. Gözleri pencerenin ardında görünen karanlık gökyüzüyle buluştu. Yanı başında olan telefonu alıp yeniden tuşladı ezbere bildiği numarayı. Hazer 'den cevap alamadığında mesaj kısmına girip saatlerdir yazdığı gibi tekrar yazdı.

Teğmen:

Neredesin?

Eve gelmeyecek misin?

Sessizce cevap bekledi. Yaptıklarından asla pişman değildi. Mert'e olanları düşündükçe öfkesi yeniden alevleniyordu. Ellerinin üzerindeki yaralara baktı. Derisi soyulmuş, birkaç yerde de morluklar oluşmuştu.

Bu kadar sert davrandığını fark etmemişti. O çocukları öldürmek, yeniden diriltip aynı acıyı defalarca yaşatmak istiyordu.

Dış kapının açıldığını duyduğunda uzandığı yerden hızla doğrulup ayağa kalktı. Kehribar gözleri odanın kapalı kapısını izledi. İçeriye sevdiği adamın girmesini bekledi. Dışardan birkaç tıkırtı daha yükseldi ardından kapı kolu oynadı. Bedeni beklentiyle kasılırken kapı aralanıp yeşil gözlü sevgilisi içeri girdiğinde göğsüne giren ağrıyla kapıda dikilen adama ilerledi.

Tek adımda aralarındaki mesafeyi kapatıp kollarını boynuna sardı. Bedeni adamın sıcak edeniyle gevşerken gözlerini yumdu. Onu kaybetmekten korkuyordu.

"Özür dilerim." Bugün onu görmezden gelmişti. Ondan yardım istemek ve onunla işi çözmek varken öfkesine yenilip onu göz ardı etmişti. "Çok özür dilerim."

Hazer'in kolları belini sardığında biraz daha sıklaştırdı kollarını. Hazer'in dudakları boynuna dokunduğunda yaptıkları onu aptal gibi hissettiriyordu.  Ya adam olanları fark edip peşinden gelmeseydi?

"Sorun değil." Erkan'ın titreyen sessi kalbini acıtıyordu. Ona soğuk davranmak, bağırıp çağırmak istiyordu ama kalbi bunu asla izin vermiyordu.

"Sorun. Sorun olduğunu biliyorsun." Suçluluk sinmişti kelimelerine.

"Erkan, yemek yedin mi?" Kollarını gevşetti ve başını çekip adamın yeşil gözlerine baktı. Hazer'in gözleri yorgunlukla kızarmıştı. Saçları dağılmış, üniforması kırışmıştı. Yorulduğu dağınıklığından anlaşılıyordu.

"Bana kızgın değil misin?"  Hazer'in belinde olan ellerinden biri yanağını okşadı.

"Kızgınım, çok kızgınım. Ama bütün gün işlerle uğraştığımdan telefona bakamadım." Yanağını avuçlayan eline bir öpücük kondurdu. "Yemek yedin değil mi? Aç mısın ben bir şeyler yiyebilirim." Aç değildi. Erkan'ın bütün gün yemek yemediğini biliyordu ve onunla birkaç kaşık yiyebilirdi.

𝐇𝐚𝐳𝐞𝐫 & 𝐄𝐫𝐤𝐚𝐧 | 𝐁𝐱𝐁 [+18]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin