13'

6K 254 147
                                    

⚠️ 💜

🌙

İçinde olduğu sıcak kolların arasından çıkmak için çaba harcarken, kolların onu daha da sıkmasıyla sıkıntıyla inledi.

"Hazer!" Adamın bacakları kendi bacaklarının arasında, yüzüyse boynundaydı. Üzerlerini örten yorgan yeri boylamıştı. Evin sıcak olması bir yana birbirine dolaşmış bedenleri yüzünden üşümemişlerdi. "Lan, çek şu kollarını." Sıkışan mesanesini hissettikçe dişlerini bastırıyordu birbirine. "Sikeceğim ama ha!"

"Olur." Adamın homurdanmasıyla kahkahasını tutmamıştı.

"Hadi çek kollarını, işeyeceğim altıma." Hazer, kısa bir anlığına gözünü açıp yüzünü çıkarmıştı boynunda. Geri çekilip adamın yüzüne baktı. Su yeşilleri, canlılıklar parlıyordu. Şişmiş ve kızarmış olsalar bile güzelliğini kaybetmemişti.

"Günaydın." Uzanıp dudağını bastırdı Erkan'ın dudağına. Adamın tadı dudaklarının arasında dağılırken üzerine çekti bedeni kendi bedenine yaslandığında içinden kopan derin inleme Erkan'ın dudaklarında son bulmuştu.

Erkan, bacaklarını açıp şişkinliğin üzerinden oturduğunda dudaklarından kopan hırlamayla gülümsedi. Dudaklarını çekiştirip ısırırken bir anda adamın üzerinden kalkmıştı.

Hazer'in buğulu yeşil gözleri kaldırıp adama baktı. "Ne, ne oldu?"

"İşe gideceğim aslanım, bugün nöbetçiyim unuttun mu?"

"Sikerim nöbeti, babana gel." Erkan, orta parmağını kaldırıp arkasını döndü, dudaklarından keyifli bir kahkaha dökülmüştü. "Beni böyle mi bırakacaksın?" Önündeki şişkinliği gösterdi.

"Kendi başına halledersin sen." Göz kırpıp çıktı odadan. Hazer, gözlerini yumup sessizlikle bekledi bir süre. Uzandığı yataktan çıktı. Üzerinde Erkan'ın kokusuyla banyoya ilerledi. Kapıyı açacağı an Erkan tarafından açılmış adamla karşı karşıya gelmişti.

"Şu anda oradan birlikte çıkabilirdik." Dudaklarını küçük bir çocuk gibi büzdüğünde kehribar gözleri dudaklarına düşmüştü. Eğilip öpeceği an Hazer geri çekilmişti. "İşe geç kalmıyor musun sen?" Alaycılıkla sırıtıp yanından geçti. Erkan, adamın banyoya girip kapıyı yüzüne kapatmasını ters bir ifadeyle izledi.

"Bu da benim cezam olsun." Odaya girip dolabında her zaman asılı olan formlarından birini geçirdi üzerine. O sırada Hazer, mutfakta bir şeyler hazırlama peşindeydi.

Odaya kısa göz attığında gözleri dağınık yatağına takıldı. Daha bir hafta önce ondan uzak kalmayı düşünürken bu şimdi onun kollarında yatağına sinmiş kokusuyla uyanıyordu.

Hızla dağınık yatağı toplayıp, camı üstten açtı. Köşede duran sırt çantasını aldı. Ardından da mutfağa geçti. Hazer pişirdiği omleti son defa çevirmiş başında bekliyordu. Çantasını koridora bırakıp adamın yanına ilerledi. Kollarını belinden geçirip yanağını yasladı sırtına.

Gerçek olduğuna inanmıyordu bazen. Bunu hayal ettiği o aptal rüya olarak düşünüyordu. Hazer, tüpü kapatıp adamın belini saran ellerini tuttu.

"Akşam birkaç imza için askeriyeye geleceğim." Erkan, homurdanıp yanağıyla eşeledi sırtını. "İyi misin sen?"

"İyim, bir rüya da olmadığıma emin olmak istedim." Hazer, onu saran kolları çözüp adama döndü.

"Neden böyle düşünüyorsun?" Kaşları çatılmış olsa da yeşil harelerde merak sinmişti.

"Fırtına kopuyor içimde bilsen

𝐇𝐚𝐳𝐞𝐫 & 𝐄𝐫𝐤𝐚𝐧 | 𝐁𝐱𝐁 [+18]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin