*5.BÖLÜM* RUH HASTASI.

1K 71 12
                                    

Gözlerimi kapattım ve birkaç saniye düşündüm. Denizin dibine batmış gibiydik ve her çırpınışımızda biraz daha dibe batıyorduk. Kötü bir haber almamıştık ama hepimiz korkuyorduk. Dostluğumuz artık eskisi kadar güçlü değildi. Aksine her yeni bilgide biraz daha sarsılıyordu. Gözlerimi açıp direkt Barlas'a baktım.

"Hepimiz gitmeyelim?"

"Ben, sen ve Uzay gidelim." Barlas kabul etmem için gözlerimin içine bakıyordu.

"Olur," dedi Uzay. Bende başımı tamam anlamında salladım. Beynimde yankılanan bir sürü şey vardı, ama zorla da olsa onları susturdum ve olaya odaklanmaya çalıştım.

"Enes adresi ver," dedi Barlas. Enes elindeki adres yazan kağıdı uzattı Barlas'a. Aslında kızın adresini Efsa bulacaktı, ama babası bu işe bulaşmayın deyip adresi ona söylememiş. Bu yüzden de Enes araştırıyordu.

"Moralleri bozmayın arkadaşlar. Öyle ya da böyle bir gün ortaya çıkacak şeyleri araştırıyoruz. Biraz daha cesur olmamız lazım lütfen. Daha baştan bu kadar korkulmaz ki..." dedi Berkan. Ellerini cebine koymuş, rahat bir şekilde bizleri süzüyordu.

"Konuyu değiştirelim mi?" dedim.

"Ailesiyle görüşen var mı?" dedi Efsa. Olayı kapatayım derken aslında daha boktan bir konu açmıştı. Yine de cevap verecektim.

"Arıyorlar arada sadece," dedim. Aslında üzülüyordum bu duruma. Sonuçta onlar benim ailem. Sözde ailem.

"Benimkiler geçen de geldiler. Elime para sokuşturup 'uzun bir süre gelemeyeceğiz' deyip gittiler," dedi Uzay.

"Benimkiler dün buradaydı. Okula bağış yaptılar ve gittiler," dedi Efsa.

"İki aydır onları görmüyorum," dedim hafifçe gülerek.

"Harika değil mi?" diye ekledim.

"Sıkma canını," dedi Berkan ve yanağımı öptü. Bende ona sıcacık gülümsedim. Kafamı çevirdiğimde Barlas'a göz ucuyla bakmıştım. Çenesi kaskatı olmuş bir şekilde Berkan'a bakıyordu. Sinirle iç çekip kafasını masaya eğdi. Dişlerini sıkarak "Ilgın, bana su alsana," dedi. Tamam deyip gitmeyi düşünüyordum ki Berkan kolunu omzuma attı.

"Beraber gidelim benim de birkaç şey almam gerek."

"Tamam olur fark etmez."

Barlas bakışları ile beni öldürmeyi düşünüyor olmalıydı. Neden böyle bir tepki verdiğini anlamamıştım. Bu bakışlardan kaçabilmek için kantine doğru hızla ilerledim. Suyu aldıktan sonra Berkan'ı beklemeden masaya gidip Barlas'a suyu verdim. "Teşekkür," dedikten sonra su kapağını açmaya çalışıyordu. Saçımla birisinin uğraştığını fark ettim ama bizim gruptan birisidir diye umursamadım. Bakışlarımı Barlas'a çevirdiğimde elindeki pet şişeyi sıktığını ve suyun yarısından çoğunun masada olduğunu fark ettim. Barlas'ın bu ani tepkisine karşılık içimde filizlenen korkuyu görmezden gelmeye çalıştım ama beceremedim.

Barlas sinirli bir şekilde benim arkamdaki kişiye bakıyordu. Arkamı döndüğümde Baran'ı gördüm. Ona baktığımı fark ettiğinde eliyle ensesini kaşıyıp "Selam," dedi. Bu ne salaklıktı? Az önce saçımla oynayan kişi şimdi utanıyordu. Hem Baran'ı tanıyordum. Keşin önde gideniydi. Serserinin tam tanımıydı.

"Özel olarak konuşabilir miyiz?"

Ortak arkadaşımız bile olmamasına rağmen 'özel' bir şey konuşacaktık. Tamam demek için ağzımı açacakken Barlas elini sertçe masaya vurmuştu. Ona kaşlarımı çatıp baktım ve "Ne konuda?" diyebildim. Zevzek bi şekilde sırıtıp "Güzelliğin konusunda mesela," dedi. Barlas demin sinirle oturduğu yerden hışımla kalkıp Baran'a kafa attı. Ağzımdan çıkan çığlıkla birlikte herkes bize baktı. Enes ve Uzay Barlas'ı sakinleştirmeye çalışırken ağlayacak gibiydim. Herkes tuhaf davranıyordu. Bugünlük bu kadar tartışma ya da kavga çok fazlaydı. "Barlas," dedim ağlamaklı bir sesle. "Gidiyoruz. Şimdi. Hemen."

KAÇIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin