Yayımlanma Tarihi: 28 Nisan 2021
Artık sınır yok ama... Neyse.
İyi okumalar.
• • •
Elimde uykusuzluğuma karşı gelecek kahve ile çardakta, geçmişim, bugünüm, yarınım olan o şanlı bayrağa bakıyordum.
Evimin penceresine asılmış bayrağa.
Ne yaparsak yapalım, onu hak etmeyeceğimiz bayrağa.
"Onu hak etmiyoruz," diye mırıldandım başımı dizlerime yaslarken.
"Neyi hak etmiyoruz?" Beynimin ağrıdan patlayacağını hissediyordum. Kelimeleri bir araya getirmekte zorlanıyordum ama hayatımı etkileyecek bu kararı ablamla paylaşmak istiyordum. Onun fikirlerine ihtiyacım vardı.
"Bu bayrağı," deyip derin bir nefes aldım. "Söyler misin Hilal, biz onu hak etmek için ne yaptık?"
Solukları Ankara'nın ayazına karışıyordu, nefes alış verişleri hızlı ama bir o kadar da yorgundu.
Sustu.
Sadece sustu.
"Tahmin ettiğim gibi. Hiç. Koca bir hiç!"
Elimdeki kupayı sert bir şekilde masaya bırakıp saçlarımı çekiştirdim.
Kafayı yemek üzereydim. Bitik haldeydim. En önemlisi üşüyordum. Ama soğuktan değil...
"Hazal, uyumak ister misin kardeşim? Çok yorgun görünüyorsun. Hadi ablacığım. Eve gir."
Deli gibi kafamı sağa sola salladım. "Bir hiç uğrana. Sen de bunun farkındasın abla! Benim babam bir hiç uğruna şehit oldu!"
"Hazal, öyle değil bir tanem. Şu an acılısın, acılıyız. Sağlıklı düşünemiyorsun."
"Sağlıklı düşünemiyorsun mu? Gerçekten mi? Benim ile aynı fikirdesin Hilal. Ne olursa olsun, bunu inkar edemezsin."
"Hazal Nare..." derken sesi acılıydı. "Uyu birazcık ablacığım. Kendine gel. Sonra tekrar konuşuruz, olur mu?"
Gözlerimden düşen damlaları silip arkama yaslandım. Ben ne yapıyordum? Ablamın acısı henüz tazeyken neden üzerine gidiyorum?
"Özür dilerim. Ben... Üzerine gitmek istemezdim." Dirseklerini masaya yaslayıp öne doğru eğildi.
"Hadi, çıkar ağzındaki baklayı."
"Ne baklası?"
"18 yıllık kardeşimi tanıyorum. Ne zaman annemin kızacağı bir şey olsa triplere girersin. Anlat hadi."
Yutkundum ve oturduğum yerde ablama döndüm. "Asker olmak istiyorum."
Gözlerini kırpıştırarak bana baktı. "Vazgeçtim mimar olmaktan."
Üstündeki şaşkınlığı atmış olacak ki, "Bu düşüncelerin yeni mi, yoksa daha önceden mi vardı?" diye sordu.
"Yaklaşık 1 yıldır var," dedim ve dudaklarımı ıslatma gereği duydum.
"Ve annemin karşı çıkacağını bildiğin için sakladın?"
"Öyle oldu..."
"Annem son olanlardan dolayı çok kötü bir durumda. Onu ikna etmemiz zor olacak. Ama imkansız değil."
Son cümlesinden sonra yüzümde ufak bir tebessüm oluşmuştu. "İkna ederiz değil mi abla?"
"Ederiz ablacığım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nare
AksiYN: İlk 10-15 bölümdeki saçmalıklara takılmayın lütfen. Düzenlenecek. Vatanını seven, bir kadını nasıl sever? Bu cümle öylesine bir cümle değildi. Bu cümle benim hayatımdı. Lisedeydim. 17 yaşında bir genç kız. Sonra onu gördüm. Gülüşünü keşfettim...