Yazılma Tarihi: 1 Mayıs 2021
Yayımlanma Tarihi: 2 Mayıs 2021
Altta parlamayı bekleyen bir yıldız var.
Yıldızlarımı sönük bırakmayın. İyi okumalar.
• • •
Sıçtım.
Eğer kendimi tek kelime ile ifade etmem gerekseydi bu kelime sıçtım olurdu.
Ben ve içimdeki mobese teyze, ufak bir yaramazlık yapmıştık. Hayır, buna yaramazlık diyemezdim.
İhtiyaç.
Evet, kesinlikle ihtiyaç! İnsanın nasıl suya, uykuya ihtiyacı oluyorsa; benim de, onun sesini duymaya ihtiyacım vardı.
Fakat sessizce. Son dediğim pek mümkün olmamıştı.
Gözlerim, bir kapanıp bir açılıyordu. Uyumam gerekiyordu ama önceliğim Poyraz'dı. Kendi hattımı çıkartıp diğer hattı yuvaya yerleştirdim. Pin kodunu girdim ve kayıtlı olan tek numaraya tıkladım.
Umarım açardı.
Ben saat 4'te kalkıp tatlı uykumu yarıda bırakıp onu arıyorsam, açmalıydı. Açmak zorundaydı!
Telefon açıldı ve uykulu sesi kulaklarıma doldu. "Hı?"
Hı? Cidden mi Poyraz?
Başımı bazanın başlığına yaslayıp devam etmesini bekledim. Nefes alışını duyabiliyordum.
"Sabır," dedi. Tek kelime bile beni rahatlatmaya yetmişti.
Hani ıslak çorabı çıkartıp yenisini giyersiniz ya, hani saçlarınızı çözdükten sonra etrafa şampuan kokusu yayılır ve solursunuz ya, onun gibi bir histi.
"Yine mi sen?" Göremeyeceğini bilerek başımı onaylayan bir şekilde salladım.
"Bak güzel kardeşim, gece gece belanı bulmak istemiyorsan git uyu."
"Kardeş mi?" dedim dudaklarımı oynatarak. "Karın olmayı tercih ederim."
"Cevap yok mu? Tamam, o zaman sana-" Cümlesinin tamamını duyamadan odanın kapısı büyük bir gürültüyle açıldı.
"Naber bebek?" Dila'yı susturmaya çalışırken kısık sesli bir küfür dudaklarımdan firar etti.
"Hasiktir."
"Bebeğine sıçayım Dila. Tamam mı?"
"Kendine sıçamazsın Hazal Nare," dedi büyük ciddiyetle. Ve ekledi. "Bazı şeyleri tek başına halledemeyeceğin gibi."
"O ne demek oluyor?" derken sesim sinirliydi, bir o kadar da korkuluydu.
"Belki böylesi iyi olmuştur."
"Dila," dedim onun gibi ciddiyetimi takınıp. "Sen benimle ta... yani dalga mı geçiyorsun?"
"Hayır. Eğer sesini duyduysa, ki duymaması imkansız, seni aramak isteyecektir."
"Aramak? O fotoğraflardan sonra mı? Bi' git ya."
"Ay Hazal! Lisede değilsin, kendine gel. Bir hattın arkasına saklanıp duracak mıydın? En iyisi bu oldu."
Gözlerimi devirip yorganı kafama çektim. Bu gece, benim dönüm noktam olabilirdi.
Eğer sesimi duyduysa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nare
ActionYN: İlk 10-15 bölümdeki saçmalıklara takılmayın lütfen. Düzenlenecek. Vatanını seven, bir kadını nasıl sever? Bu cümle öylesine bir cümle değildi. Bu cümle benim hayatımdı. Lisedeydim. 17 yaşında bir genç kız. Sonra onu gördüm. Gülüşünü keşfettim...