Yazılma Tarihi: 2 Haziran 2021
Yayımlanma Tarihi: 3 Haziran 2021
Oy sayılarında biraz düşüş var sanki :(
Oy ve yorumları unutmayalım.
İyi okumalar!
• • •
Helikopterdeydik.
O aramadan sonra hiç kimseyle iletişime geçmemiş, direkt kendimi helikoptere atmıştım.
Şu Mahsun'u bulsam... Silahın kabzasıyla ensesine geçirsem, kaburgasında kırıklar bıraksam, hançer ile arterlerini kessem...
Yine de içim rahat etmezdi.
"Hazal Nare?" Duyduğum fısıltıyla gözlerim irileşmişti. Başımı sağa çevirip endişeli bakışlarını inceledim.
Keşke bakmasaydım. Gözlerim tekrar dolmuştu.
"Emredin komutanım," derken sesim beklediğimden daha gür çıkmıştı. Kıdem farkından nefret ettiğimi daha önce söylemiş miydim?
Gözlerini devirdi. "Balın... O iyi olacak, ona bir şey yapmayacaklar biliyorsun değil mi?"
Belli belirsiz kafamı salladım. Yapabilirdi. Eğer onunla konuşacak kadar yakınlaştıysa, onu da yapabilirdi. Hatta o an bile onu...
Bakışlarımı postallarıma indirdim. Güvende değillerdi. En kısa sürede onların yanına gitmem gerekiyordu. En kısa sürede o piçle yüzleşip bu olayı çözmem gerekiyordu. Fazla uzamıştı.
Helikopterden indiğimizde tek sıra halinde amcamın karşına dizilmiştik. Rutini haline gelen hasar kontrolü gerçekleştirip yarın tüm gün izinli olduğumuzu belirterek dağılmamızı söylemişti.
Yani yarın tüm gün ağlayabilecektim. İyi haberdi.
Yerdeki çantamı alıp küçük adımlarla ilerlemeye başladım. Ta ki beni durduran sese kadar.
"Hazal!" Peki bunlar olurken Poyraz'ın hemen yanımda olduğunu biliyor muydunuz?
"Tunç meyvesi..." diye mırıldandım. Yanımdaki kişiye bakmaya korkuyordum.
Birkaç adım atıp aramızdaki mesafeyi kapattım. "Emredin komutanım."
"Üstünü değiştirdikten sonra odama gel."
"Emredersiniz komutanım." Hızlıca yanımdan uzaklaştı. Tedirgince arkama baktım. Gitmişti...
Üstümü değiştirip sivil kıyafetlerimi giyinmiştim. Binbaşının odasına girip anlattıklarını dikkatlice dinlemeye başladım.
"Bildiğim kadarıyla yakın zamanlarda buradan gideceksin Hazal." Kafamı sallayıp devam etmesini bekledim.
"Sana bir teklifim var. Benim timime katılmanı istiyorum, komutan yardımcısı olarak."
Kaşlarımı çatıp bir süre yüzüne öylece baktım. "Bakın komutanım..."
"Rahat olabilirsin."
Şu an rahatladım mesela.
"Ben buraya sürekli olarak gelmedim. Benim hala orada bir timim var. Kusura bakmayın ama ben teklifinizle ilgilenmiyorum."
Yüzünde ufak bir gülümseme vardı. "Peki, Hazal. Çıkabilirsin."
İkiletmeden odadan çıktım. Nereden çıkmıştı bu? Dört oda ileride olan odamın önüne geldiğimde, zaten çatık olan kaşlarım daha çok çatılmıştı. İçeride biri vardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nare
AksiyonYN: İlk 10-15 bölümdeki saçmalıklara takılmayın lütfen. Düzenlenecek. Vatanını seven, bir kadını nasıl sever? Bu cümle öylesine bir cümle değildi. Bu cümle benim hayatımdı. Lisedeydim. 17 yaşında bir genç kız. Sonra onu gördüm. Gülüşünü keşfettim...