Selam, peçeteleri hazırlayın derim.
Başlamadan önce oy vermeyi unutmayın.
İyi okumalar. 🤍🦋
• • •
Bazı kelebek türlerinin, sadece birkaç saat yaşaması kadar saçma bir hayat döngüsü vardı.
3 günlük dünya, neden en yakın arkadaşlarımdan birine hamile olduğumu söylemeyeyim ki?
Gece saat 2'ye geliyor, ben evin balkonunda oturup Dila'ya ulaşmaya çalışıyordum. Bu saatte asla uyumazdı. Kesinlikle ayyaş modunu açıp bir yerlerde sızıp kalmıştır.
Aptal kız.
Karnımdaki minik çıkıntıyı okşayıp mutfağa ilerledim.
Hava aşırı derecede sıcaktı ve bu geceleri uyumamı engelliyordu. Poyraz ne kadar kızsa da elimden gelen bir şey yoktu. Odadaki klima bile işe yaramıyordu.
Dolaptaki meyveli yoğurtlardan birini alıp geri balkona geçtim.
Israrla Dila'yı tekrar aradım, açmadı.
Ve ben şu an Dila'ya hamile olduğumu söylemek istiyordum. Ona söylememek içime oturmuştu resmen. Sabah görüşmüştük ve sanki hissediyormuş gibi ona bir söylemek isteyip istemediğimi sormuştu.
O, benim en yakınımdı. Erkenden söylemem gerekiyordu ama korkmuştum. Ayıplanmak istemiyordum. Dila bunu asla yapmazdı, ben söylerken birileri duyacak diye korkuyordum.
Söylediklerim annemin kulağına gidecek diye korkuyordum. Ağzına geleni söylemekten çekinmezdi ve geleneksel bir kişiliği vardı. Ona göre insanların imam nikahı olmadan el ele tutuşması bile yanlıştı. Ortak bir evimiz olduğunu da bilmiyordu. Daha doğrusu kimse bilmiyordu. Hamile olduğumu öğrenirse çekinmeden bana sürtük muamelesi yapardı.
Sadece sevmiştim ve sevecektim.
Ama annemden korkuyordum. Bunu atlatacağımı da sanmıyorum.
Oturduğumuz site sessiz sakin bir yerdi. Genellikle evli çiftlerin yaşadığı nezih bir siteydi. Ve burada bizi kimse tanımıyordu.
Annemi de.
Korkmama gerek yoktu. Dila'ya söyleyebileceğim en güvenli yer burasıydı.
Dila'yı art arda aradım, hiçbirinde de açmadı. Aklıma kötü şeyler getirmemeye çalışarak yoğurdu yedim. Küçük kaptaki çilekli yoğurt bitince devamını yemek istediğimi fark ettim. Mutfağa geçip buzdolabını açtım.
Canımız o yoğurtlarla komaya girecek kadar yemek istiyordu. Alt raftaki yoğurtları gördüğümde eğilmeye çalıştım fakat belime sarılan kollar bunu engelledi.
"Dur, sevgilim. Ben alırım." Canıma minnetti. Eğildikten sonra kalkmak işkence gibi oluyordu. Kahvaltı yaptığımız masaya oturup yoğurtları getirmesini bekledim.
Uslu ama sabırsız bir çocuk gibi ayaklarımı sallamaya başladım.
Ağzımda dağılan çilek tadını hayal edip etrafa hülyalı hülyalı bakmaya başladım.
Biraz daha hızlı olamaz mıydı?
Önüme koyulan 2 kırmızı kutu ile dudaklarımı büküldü. "Sadece bu kadar mı?"
İtiraz istemediği gözlerinden belli ediyordu.
"Doğal yoğurt değil, sadece 2 tane." Başımı sağa sola salladığımda başım hafifçe öne eğilmişti. Ellerimi göğsümün altında bağlayıp mırıldandım. "Artık yemek istemiyoruz."
![](https://img.wattpad.com/cover/223731717-288-k80919.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nare
ActionYN: İlk 10-15 bölümdeki saçmalıklara takılmayın lütfen. Düzenlenecek. Vatanını seven, bir kadını nasıl sever? Bu cümle öylesine bir cümle değildi. Bu cümle benim hayatımdı. Lisedeydim. 17 yaşında bir genç kız. Sonra onu gördüm. Gülüşünü keşfettim...