Nare 15| Aşk Bu Kızılötesi

1.7K 114 99
                                    

Yazılma Tarihi: 11 Mayıs 2021
Yayım Tarihi: 15 Mayıs 2021

Yorum yapmak ve oy vermek çok zor değil, emin olabilirsiniz.

• • •

"Sen anahtarları al, eve git. Ben de poşetleri alayım." Anahtarları alıp binaya girdi. Ben de o sırada dışarı çıkıp arka koltuktaki poşetleri alıyordum.

"Hazal," dedi Dila yüksek olmayan sesiyle. Bu ses tonunu biliyordum. Elimi refleksle tabancama götürüp devam etmesini bekledim.

"Evin kapısı açık. Bayağı hırpalanmış."

Arabanın kapısı kapatıp belimdeki tabancayı çıkarttım. Emniyetini açtım, ses çıkarmadan binanın içerisine girdim.

Şom ağızlı Dila yine yapacağını yapmıştı. 

Dairenin önüne gelip kapının haline baktım. Gel de şimdi ev sahibine hesap ver.

Başımla sol tarafı işaret edip sağdaki odaları kontrol etmeye başladım. Mutfak, yatak odası, misafir odası, banyo...

Her şey yerli yerindeydi. Ama Dila'dan hala ses çıkmıyordu. 

Tabancamı aşağıya indirip salon hariç tüm odaları kontrol ettim. "Dila?" diyerek kapalı kapıyı itekledim. İçeriye giremeden Dila'nın sesini duygum.

"Hazal, gelme."

"Saçmalama Dila!" diyerek kapıyı itmeye çalıştım. Dila önüne durmuş olmalıydı. Ama neden?

"Havalara bak havalara, sanki ejderhası var."

"Ne?"

"Ben hakimim suçsuz bey."

"Dila çekil şu kapının önünden!"

"Çayelinden öteye doğru mu?"

"Eğer biraz daha çekilmezsen beyaz ışığa doğru olacak."

"Aşk bu kızılötesi, yaralı müzesi, hareket edemem."

"Yeter ama!" Tüm kuvvetimle kapıyı itip açılmasını sağladım. Dila düşecekken kolunu kavrayıp düşmemesini sağladım.

"Allah'ım sen konuyu biliyorsun. Dila'ya birazcık akıl fikir versen hiç fena olmaz."

Dila doğrulunca salona çevirdim bakışlarımı.

"Hasiktir," diye mırıldandım. Gözlerimi kapatıp açınca sonucun değişmesini istedim ama aynıydı. Derin derin nefesler alarak omzumu kapıya yasladım.

Başım dönüyor, midem bulanıyordu. 

Dila beni tutmasa, belki de şimdiye düşmüştüm. Sertçe yutkundum, "Siz..." diyebilmeye yetti gücüm. 

Tabancayı kavrayan parmaklarım teker teker çözüldü, yere düşünce tok sesini işittim.

Ayaklarım beni taşıyamadı, gözlerim yavaşça kapanmaya başladı.

Sonrası...

Sonrası yok.

Poyraz Göktuğ'dan

Aynıydı.

Bakışı, konuşması aynıydı.

Değişmemişti. 

Fakat sadece dış görünüş olarak.

Bu benim Nare'm değildi. O asla böyle şeyler yapmazdı. 

NareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin