Yazılma Tarihi: 10 Mayıs 2021
Yayım Tarihi: 14 Mayıs 2021• • •
26 Aralık Saat: 02.31/ Ankara
Duyduğum ses ile gözlerim aniden açıldı, olan biteni kavramam ise sadece 5 saniyemi aldı. Büyük ihtimalle karargahtan arıyorlardı.
Kim olduğuna bakmadan telefonu açtım. "Efendim?"
Ses gelmiyordu.
"Alo?"
Yine ses gelmedi.
Tekrar konuşacaktım ama karşı taraftan bir erkek sesi geldi.
"Sen gel arabamın ağzına sıç, sonra telefonla konuş." Birkaç hışırtı geldi. Adam konuşmasına devam etti.
"Ne oldu, mafya sevgilini arayıp onu mu rahatsız edeceksin? Beni rahatsız etmenden daha iyi bir seçenek tabii."
Mafya sevgili? Rahatsız etmek? Burada neler oluyordu?
Telefonu kulağımdan çekip kimin aradığına baktım. Bilinmeyen numaraydı.
Yatağımda dikleşip ses kaydını açtım. Bu kişinin, geçen haftalarda beni uykumdan eden kişi olduğuna adım gibi emindim.
"Ştt," diye bir ses duydum. Pek anlaşılmıyordu ama kadın sesi olduğunu ve daha önce duyduğum bir sese benzediği ayırt edebilmiştim.
Birkaç hışırtı daha geldiğinde sesler tamamen kesilmişti. "Beni iyi dinle," dedim kaşlarımı çatarak.
"Dağdaki hangi itlerden birisin, bilmiyorum." Sözlerim karşısında minik bir kıkırtı duydum.
"İt senin düşmanındır salak," dedi fısıltılar eşliğinde. Sesi dalgalıydı, tam olarak duyulmuyordu. Emin olmuştum. Ben bu sesi kesinlikle bir yerde daha duymuştum. Belki de bir değil, birçok yerde.
"Beni arayıp duruyorsun, sinirlerim bozulmaya başlıyor." Sesim nedenini bilmediğim bir şekilde yumuşamıştı, kelimeleri seçerek kullanıyordum. Tanıdıklık hissi ağır basıyordu.
Cevap vermek yerine iç çekti.
"Az kaldı. Her neredeysen seni bulacağım."
31 Aralık/ Ankara
"Kaçıncı oldu bu?"
"6 komutanım," dedim Ali Komutana.
"Ve sen bana yeni söylüyorsun? Aferin sana Göktuğ! Sana kocaman bir alkış."
Kendimi savunmak yerine sessiz kalmayı tercih ettim. Eğer konuşursam işler sarpa sarabilirdi.
"Ateş, hızlı olun oğlum. Şunun yerini bulup baskın yapmamız gerekiyor. Acilen!"
"Emredersiniz komutanım!" Bilgisayarın başına geçip bir şeyler yapmaya başladı. Keşke bir de anlasam.
Masanın üstünde çalan telefonum odadaki herkesin dikkatini çekmişti. Başımı hafifçe eğip kimin aradığına baktım.
Gamze.
Tam da sırasıydı Gamze!
Meşgule atıp ayağımla ritimli bir şekilde yere vuruyordum. Kim olduğunu merak ediyordum. Hem de fazlasıyla.
İçimden bir ses fazla meraklanmamam gerektiğini, sonuçtaki kişinin beni üzeceğini söylüyordu. Ben bu ihtimale ne inanıyordum ne de inanmıyordum. Beni hiçbir konu üzmezdi. Hazal'ın olduğu konular hariç.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nare
AcciónYN: İlk 10-15 bölümdeki saçmalıklara takılmayın lütfen. Düzenlenecek. Vatanını seven, bir kadını nasıl sever? Bu cümle öylesine bir cümle değildi. Bu cümle benim hayatımdı. Lisedeydim. 17 yaşında bir genç kız. Sonra onu gördüm. Gülüşünü keşfettim...