Kiraz Çiçekleri

5.2K 712 253
                                    

Masalları dinleyen tüm çocuklar,büyüdüklerinde  de bu masallara inanmayı tercih eder.

Her zaman koruyucu kollayıcı bir aile figürünün uzandığı eller anlatılır filizlenen zihinlere. Hiç şüphesiz ilkokul çağlarına erişene dek bir insan yavrusunun gözünde anne babasının düşünceleri kurşun geçirmezdir. Her koşulda,sözünün üzerine söz söylemenin mantıksız olduğu düşüncesiyle sarılır ebeveynlerinin dudakları arasından firar eden tüm kelime kümeciklerine.

Aile,iyileştiricidir.
Her daim şefkatle sarar,sarmalar. Sonsuza dek kötülüklerden esirgemek ve bağışlamak için yıkılmaz bir kale gibi durduğu rivayet edilir.

Sonsuzluğa kök salan ağaçlar kadar güçlü olduğu dilden dile gezinir. Tüm masalların sonunda ailenin sözünden çıkmayan mutlu çocukların mükafatlandırıldığı ,aile sözünden çıkan çocukların ise türlü musibetler sonucunda kendine bir nasihat çıkardığı bilinir...

Ancak hiç bir masal kitabı bu şefkatli ellerin ilk yaraları açan gaddar birer zehirli sarmaşık olduğundan bahsetmez.

Özgüveninizin yerle yeksan edilişinin kronolojik sıralamadaki başlangıç noktası pek şefkatli bu zehirli sarmaşık elleridir. Kendiniz kadar minik boyutlardaki ağzınızın kapalı durmasının niyetlendiği ilk otorite döngüsüdür. Zorunlu ihtiyaçlarınızın karşılanmasının bir lütuf gibi altın varaklı tepsilerde inci motiflerde sunulduğu "şükran duyma " gereksiniminin çıkış noktasıdır.

Daha sonra en güvendiği bütünün onu zamanla tüketen yaralayıcı ve yargılayıcı bir topluluk olduğunu hisseden çocuk için sarsılmaz anne babalık olgusu zamanla kendi kendini tüketerek yok oluşlarının zeminini hazırlar.

Ne yazıktır ki her ebeveyn kendi elleriyle kendi yarattığı bir fidanın dibine zehrini dökerek köklerinden çürütüp,çiçekleri tomurcuklanmadan kışı yaşatır...

Yaralarını sarmak için yabancı bir cisim olarak "yara bandı" ile tanışan masallar dünyasının bazen dünya güzeli prensesi bazen en cesur şövalyesi ise çareyi kendi gibi yaralılarla kapatmaya çalışır.

İki cihanın  hakimi olduğunu hissetmek ve herkese hissettirmek isteyen çocuk elindekini döküp saçar. Kimi zaman en büyük şansını kimi zaman ise "aile" saydığı dostlukların altında binbir parçaya bölünecek olmanın enkazını devralır.

Paylaşmayı,şefkati ve dayanışmayı öğreneceği arkasını yasladığı taş anlamına gelecek "arkadaş" kavramı bir anda tepesinden aşağı hücum eden mermiler oluverir. Bu mermilerin bir çok ismi vardır ancak en çok can yakanları çeşitli isimlerle bilinir.

Hırs,rekabet,kıskançlık,art niyet,egoların firtınası ve menfaat.

Her birinden nasibini alan masal dünyasının biriciği elbette kalbini avuçları arasında sıkıca tutarak mest olabileceği ve tomurcuklarını çiçeklendireceği bahar mevsimini aramaya girişir.

Ne bir ejderha ile savaşmıştır ne de bir kötü cadıyla oysa muhattapları yalnızca insandır.

Ailesi ve arkadaşları yeterince yara açmış,ruhu yeterince savrulmuştur. Şimdi ise güvenli kollarda ebeveynlerinin hatalarını yapmayacağına yeminler ederken bulur kendini. Dostlarının ihanetinden payına düşeni tek yudumda içer,ailesinin açtığı kabuklu yaraları sır gibi derinine gömer.

Kırılan umuduna ve yaralarına rağmen kendisini sarmalamaya hazır olduğu hakkında sonsuz bir güven sağlayan kişi ise baharı ve yazı yaşatmak yerine mevcut bulunan tüm mevsimleri kışa çevirerek uzaklaşır.

İşte bu yalnızlık çağının çocuklarının masalıdır.

Doğuştan yaralı,her adımı hatalı.

Yalnızlık Çağı (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin