Kahraman erkenden uyanıp yanında uyuyan bedene dikti gözlerini. Sevdiceği her zaman ki gibi yorganı kafasına kadar çekmiş,burnu dışarıda kalacak şekilde uyuyordu. Dışarıda kalan burnu ise direkt olarak yaşamsal bağı olan Kahraman'in boyun çukuruna gömülüydü.
Kahraman,onu bir müddet gözleri ile sevdikten sonra uykusunu bölmemek için narin bir öpücük bıraktı saçları arasına. Odanın bahçeye açılan uzun penceresi direkt olarak beyazlık sunuyordu gözlerinin önüne şimdi. Gece kar yağışı başlamıştı. Alpay görünce gerçekten sevinirdi,o çok severdi karda oynamayı diye geçirdi içinden.
Aslında direkt olarak,beyninin verdiği komutla bacakları harekete geçti. Ona sarılı vücut,sıcaklığın çekilmesiyle bebek gibi homurdanıp kafasını yastığa gömerken Kahraman sessizce kar montunu alıp mutfağa doğru ilerledi.
Kahvesini hazırlarken kafasındaki taslağı epeyce bir düşündü ve Alpay'ı gülümsetebilmek için aklına gelen fikri hayata geçirmeliydi o uyanmadan. Montunu sıkıca giyindikten sonra kalan kahvesini bir dikişte bitirip,ellerine önce eldiven daha sonra ise kalın birer çorap geçirdi.
Epey haşır neşir olacaktı karla,parmaklarını soğuk ısırsın istemiyordu.
Yeşil ağaçlarla kaplı bahçenin ön bahçesinde bilek sınırına gelmiş,kalın bir katman halinde kümelenmiş bembeyaz karlara bakarak sırıttı. Alpay bunu gerçekten beğenecekti. İlk önce halı kaldırıp silkelercesine bütün karı zeminden havalandırıp,dağıtarak bir köşeye doğru itikledi. Orada biriktirdiği karın üzerine sürekli kucak kucak yeni kar eklerken bileklerinden süzülen soğukluk onu üşütse de ellerinde hem eldiven hem çorap olması soğuktan uyuşmalarını engelliyordu. Zira bugün yarini mutlu edebilmek için epey gerekliydi o eller ona.
Bahçedeki karın neredeyse yarısından fazlası kadarından bir yığın yaparken,elleriyle kar tanelerini sıkıştırıp vurarak sertleştirdi. Biraz yamuk yumuk oluyordu ancak yine de boyut ve ebat olarak gerçek bir igloya benzemesi yeterliydi şimdilik. Kendi göğüs hizasına kadar yükseltmiş olduğu ufak tepeciği iyice elleriyle sıkarken, giriş kısmındaki yarıktan girebilmeyi umut ediyordu.
Zaten kendisi iki metrelik bir minik kuş olduğu gibi Alpay da epey uzundu sayılırdı. Aslında tam Emirlik yerdi,Emir hiç zorlanmadan sığardı buraya. Kahraman ve Alpay'ın leylek misali uzun değnek bacakları biraz dışarıda kalacaktı.
Aklına ve kalbine düşen Emir özlemiyle dudak büküp iç çekti. Kardeşi saydığı insandan hiç bu kadar ayrı kalmamıştı. Üstelik şuan tatlı bir telaşın içerisindeydi ve sevdiği ile bir yuva kurarken en yakın dostlarının fikrini almak onun için önemliydi. O lanet gece yaşanmamış olsa şuan Kahraman ve Alpay ,onunla beraber bu süreci sırtlayabilirdi. İçine düşen Emir özlemiyle sarsıldı,nedense Emir sıkıntıdaymış gibi hissediyordu şimdi.
Vefa sadece bir semt adı değildi. Vefa çok kuvvetli bir bağ idi. Öyle ki ahde vefaya saygı duymayan bivefa insanların varlığı nedeniyle insan sevgiden soyutlanıyor,güven problemleri doğuruyordu kendi içinde. Kahraman onu bir an bile yalnız bırakmamış ve desteğini esirgememiş dostunun yanında olamadığı için boynu bükük hissetse de yardan geçilmiyordu öylece.
Ona duyduğu kaybetme korkusuyla iyice bir annenin çocuğuna olan iç güdüsel koruma mekanizması gibi önlem alma ihtiyacı hissediyor,kendine engel olamıyordu. Aklındaki zehirli düşünceler nedeniyle şuan ön bahçede ona kardan iglo ev yaparken dahi pencerede uykusunda izlediği çocuğun nefesini ve sıcaklığını arıyordu.
Dokunmak veya görmek bile yetmiyordu,öyle bir bağımlılık hissediyordu ona karşı.
Kardan adam yapmak için Alpay'ın uyanmasını bekleyecekti çünkü Alpay adı üstünde Arsız Alpay idi. Tüm mahalleyi inleten,mızmız ve çoğu zaman homurdanmayı seven tam bir çirkeflik timsaliydi. Eh,sütten ağzı yanan Kahraman bu nedenle yoğurdu üfleyerek yemeyi değil direkt olarak inekten uzak durmayı planlamıştı.