-Medyadaki şarkı ile aramda derin bir bağ var. Bölümü okurken dinlemenizi öneririm.
Yankı.
Sokakta çınlayan yankılar birbiri ardına giriyordu şimdi, kalabalıktan yükselen sesler beraberinde ambulansın mahalleye girmesiyle şiddetlendi. Pijamaları ile sokağa fırlayan insanlar neler olduğuna anlam veremeden ,ambulansın dikildiği Beyoğlu Apartmanının önüne telgraf tellerine dizilen güvercin misali dizilmişti.
Uyku mahmuru Emir yarım yamalak giydiği montla soğuk altında titrerken ,mahalleliye sordu.
"Noldu abi ? Leyla Teyzem mi rahatsızlandı noluyor sabah sabah ?" diye sordu anlamsızca.
Ozan ve Poyraz mahallenin başındaki yokuşu koşturarak tırmanırken arkalarında bir dolu daha genç onları izliyordu. Mevzu olduğunu zannederek keleşler,bıçaklar ve muştalar ile dikilmişlerdi zira çünkü arkada da polisin sireni yankılanıyordu.
Kara haber tez yayılır sözünü doğrularcasına,tüm mahalle inlerken Haldun Bey ve Kahraman mutfakta uzun bir sohbete dalmışlardı. Geleceğe dair kafa kafaya veren bu iki adam , iki genç içinde olabilecek en az riskle yeni bir hayatın planını kurguluyordu. Haldun Bey,düşünceli bir tavırla kahvesini içerken Kahraman ile birlikte okul bitene kadar ki bu sürecin nasıl en az riskle bitebileceğinin detaylarını irdelediler.
Kahraman için en güzel doğum günü hediyesiydi bu. Haldun Bey babacan bir tavırla Kahraman'ı kucaklamış "ölsem de gözüm arkada kalmaz en iyisi sen sahip çıkarsın " diyerek oğlunu ona emanet etmişti ziyadesiyle. Kahraman'ın mutluluğunun solması ,Emir tarafından yapılan bir aramayla son buldu.
"Kahraman Paşam,Alpay'ların evinin önüne ilerliyorum polis ve ambulans var koş acil." diye nefes nefese konuşmuştu Emir. Aceleyle telefonu kapattı.
Haldun Bey ve Kahraman 'ın arabaya atlayıp ,mahallenin başına sürmesi saniyeler içinde gerçekleşmişti hatta öyle ki evin kapısını bile kapatmadan firlamıştı iki adam. Mahallenin başına geldiklerinde insan denizini hızla yarıp evin önüne koştular.
Polis kalabalığı uzaklaştırılırken,acil yardım ekipleri eve aceleyle sedye taşıyordu. Haldun Bey bağırarak evin sahibi olduğunu açıklarken Kahraman gergince etrafına bakıyordu şimdi. Gözleri sevdiğini arıyordu zira çabuk etkilenirdi böyle durumlardan lakin...
Sedyede,ömrü yatıyordu.
Ayakları istemsizce evin içine doğru yol alırken Ergün ve Hakan Abi tarafından zorla alıkonulmuştu. Yetmezmişcesine Koray Abi önüne siper olup tutmuştu Kahraman'ı.
Alpay'ın güzel yeşillerini görmeli ve orman kuytusunda ferahlamalıydı Kahraman. Sanki inadına kapalıydı o yeşiller,göz kapakları tarafindan Kahraman'a mahremmişcesine örtülmüş ve yasaklanmışlardı.
Kahraman ,zeminin ayağının altından kayıp gittiğini hissederken Emir ,kayınbiladerleri Mahir ve Devrim tarafından zor zapt ediliyor çığlıkları ile yeri göğü inletiyordu şimdi. Bilinci o kadar bulanmıştı ki ahbap saydığı,aynı sokaklarda büyüdüğü arkadaşlarının yüzlerine yumruk indirmekten geri kalamamıştı.
Kontrolu tamamen kaybettiğini hissetti.
Perihan ,koşarak Kahraman'ı sararken ,tam dört kişi durdurmaya çalışıyordu onu. Kahraman ,esmer kızı da bir köşeye doğru itelerken ellerinin arkasında tutulmasıyla hareket kabiliyetini yitirmişti.
Sedyeyle,ambulansa taşınan tüm serveti, sahip olduğu ailesi kanlar içindeydi şimdi. Onun aşkla tutulduğu güzel altın ışıltılı buğday ten,mermer taşı gibi bembeyaz kalmıştı üstelik.