Su Gibi Gözlerin Yağmur Bahar

4.5K 323 194
                                    


"Su gibi gözlerin yağmur bahar
Bin hayat getirdin aşksız ömrüme
Kalbim ebediyen bağlıymış sana
Her parçam seninle..."

♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡

Yorgunca uzandığı koltukta doğrulup ayaklarını sarkıttı Alpay.

Mutfakta yemeklerle ilgilenen Kahraman'ın sırtını izlerken buldu kendini.Bu onun bakmaktan sıkılmayacağı manzarasıydı.

Geçen sene bu zamanlar nerede olduğunu ve ne yaptığını hatırlamaya çalışsa da bir türlü anımsayamıyordu zihni. Belleğinin tümünün Kahraman ve Kahraman'a ait anlarla ev sahipliği yapıyor oluşu yüzündeki ince tebessümun sebebiydi. Ondan öncesini tek kalemde silip atmak konusunda pek bir şikâyeti yoktu.
Onsuz geçen bir anın kibrit kutusuna sığabilecek kadar dahi öneme sahip olmadığını düşünüyordu.

Kahraman tencere kapağını açıp yemeğin pişip pişmediğini kontrol ederken Alpay bir kikirti sunup yorgun bacaklarını koltuktan sarkıtarak sallamaya devam etti.

Aydan bir parça gibi olan tenine kıvrılarak düşen kuzgun karası tutamı iteleyip gülümsedi Kahraman.
"Ne cıvıldıyorsun sen ?" dedi çakmak çakmak yeşillerini dikip gülümsemeye devam eden Alpay'ın kıkirtısına karşın.

"Ne olacak Kahraman. Temizlikle uğraştım sen de yemekleri yaptın hani..." dedi Alpay başını hafif geriye atarken. Keyifle dudaklarını yalayıp göz kırptı.
"...düşündüm  de epey pislendik,yıkanmamız gerekmez mi hı?"

"Yıkanmak mı istiyorsun ?"  Kahraman'ın tek kaşı  havaya kalkarken gülüşü keskinleşti.
"Bence başka şeyler istiyorsun."

Alpay yalancı bir hüzünle dudaklarını büküp kafasını salladı.
"Bilmem,sence ne istiyor olabilirim ?" Koltuğa iyice gömülüp yeşillerini Kahraman'a dikerken omzu üzerinden bir bakış atıp,Kahraman'ı baştan aşağı doğru süzdü iştahla.

Kahraman onu ikiletmeden yanına doğru gelip, siyah atletten açıkta kalan buğday tenli omuza minik öpücükler bıraktı. Onun nefesinin ve dudaklarının verdiği sıcak hisle gıdıklanan Alpay daha neşeli bir sesle kıkirdarken Kahraman ise ince belini hafifçe okşayıp sırıttı.

"Ocağı kapat,duşa gidelim." dedi Alpay eğilip öptüğü pembe dolgunluklardan nihayet ayrılırken.

"Duşa pek gerek yok..."dedi Kahraman ince bileklerinden tuttuğu Alpay'ın üzerine ağırlığını verip yerleşirken.
"Bekleyemem."

Alpay bacaklarını iki yana doğru savurup başını geriye yasladı. Yeşillerini sevdiğinin sıcak bakışlı bal harelerine kitlerken alaylı bir kahkaha ile Kahraman'ın çenesini okşadı yavaşça. Hareketleri çıldırtıcı derecede yavaştı. Ezbere bildiği tenin her dokunuşunda mum gibi eridiğini,heyecanla nefesinin kesikleştiğini biliyordu.

Her seferinde...
Her seferinde aynı hissi ona verebilmenin tarifsiz huzuruyla birlikte parmak uçlarıyla sevdiği ay parçası tenin sivri hatlı çenesini okşayıp gülümsedi.

"Senin olmayı seviyorum ve bu ezbere bildiğim tek his." diye fısıldadı Alpay yavaşça eli Kahraman'ın boyun girintisinde dolanırken. Onun kesikleşen nefesini ve kalp atışlarını hissetmek her zerresine hayatın dolup taşmasını sağlıyordu.

Kahraman'ın kuzgun karası tutamlarının iyice uzamış olması onu daha da çekici gösteriyor,Alpay'ın zaten hiç sönmeyen alevlerini harlıyordu. Kasıklarındaki ateş,kalbindeki sonsuzluk kadar kuş kanadı gibi çırpınması hissi...

Kendini ait olduğu topraklarda özgürce kök salmış tazecik bir çiçek kadar yenilenmiş hissediyordu.

Kahraman'ın dudakları boynunda ince bir yol izlerken Alpay bastıramadığı inlemesinin firar edişine izin verdi.
"Bebeğim, sen mail attın mı hocaya?" dedi Kahraman kesik  bir nefesle birlikte Alpay'ın t-shirtini sıyırıp bal rengi gözlerini tümsekleşmiş uçlara dikerken.

Yalnızlık Çağı (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin