-Medyadaki şarkıyı dinlemenizi şiddetle öneririm,çok sevdiğim bir parçadır.Umarım seversiniz❤
Gecenin ilerleyen saatlerinde yağmur şiddetini arttırıp,rüzgar hızını iyice artırmışken Kahraman ellerinde poşetlerle büyük bahçeli tek katlı yazlık evin ziline bastı.
Üzerindeki siyah renkli mont yağmurdan sırılsıklam olmuştu,arabadan eve yürüyene dek. Bir an önce sıcak eve ve sevgilisinin kollarına kavuşmak için bir müddet beklese de ikinci kez zile basmak zorunda kalmıştı. Keşke anahtarı almış olsaydım diye düşünürken çok geçmeden evin içinden koşma sesleri yankılanıyordu .
Alpay nefes nefese kapıyı açtığında ,aptal bir yüz ifadesiyle ağzını aralayıp yeşillerini Kahraman'a dikti.
"Paşam çok beklettim mi? Geç üşüme. " diyerek onun elinden poşetleri aldı.
Kahraman ayakkabılarını çıkarırken eğilip ona bir öpücük verdiğinde "yok sevgilim üşümedim de seni merak ettim lavaboda mıydın? Ne koşuyorsun ulan deli soyka !" diye sordu.
Buz tutmuş ellerini ısıtırken sırılsıklam montu yıkamak için makineye attı. Alpay poşetteki çilekli pastayı ve kolaları dolaba yerleştirirken, çıktı alınmış spiralli notları mutfak masasına koyuyordu.
"Yok be hayatım,benim laptopun sarjı bitti valizlerde onu arıyordum. Taslak projeyi düzenliyorum,silinse ağlardım valla cinnetlik ya. Kadın en ince detayına dek istiyor. Eski Teknik Resim dersi hocam bir de... " acıyla suratını ekşitip çay doldurmaya başladı.
Kahraman odada kıyafetlerini değiştirirken kapısını kapatmadan onu izliyordu zaten. Yüzünde bir gülümseme ile eski tshirtiyle saçını kurularken,bir kazak geçirdi üzerine.
Alpay neşeyle gülüp devam etti.
" Oğlum,bu teknik resim dersinde pergelle falan şekil çiziyoruz biz,çizim dersi. Belirli kalıp şekiller var çizmek lazım... ben sinirle pergeli nasıl bastırdıysam sınav kağıdı yırttım son beş dakika kala ... final sınavı bide. Kadın o günden sonra bana taktı zaten. " diye mırıldandı.Kahraman onunla beraber koltuğa kurulup çayını yudumlarken
"Ileride muhteşem bir mimar olacağına şüphem yok,sabah göz gezdirdim biraz bilgisayardaki çizimler gayet mükemmel görünüyor." dedi çarpık bir gülüşle.Alpay gülümseyip televizyon kanalı gezerken Kahraman'ın omzuna yaslanıp " vizelerin ne zaman başlıyor hayatım? " diye mırıldandı.
"7 nisanda başlayacak 14 Nisan gibi bitecek yavrum. Neden sordun?" diyerek Alpay'a döndü.
"Paşam bak,her gün sabahın köründe sınava gireceksin. Buradan oraya gitmen için geceden evden çıkman gerekecek. Yani sen o ara mahalleye git. Ben burada kalırım. Her gün uykusuz ve bitik halde mahvolmuş bir mod ile sınava girmeni istemiyorum. Ben proje yapıyorum zaten. Nolur,böyle ayak bağı gibi hissediyorum kendimi." dedi sıkıntıyla,derin bir nefes çekip kendine çatık kaşlarla bakan yakışıklı yüzü izledi.
Kahraman sinirli bir ifadeyle "Yani göz bebeğimi burada tek başına,kuş uçmaz kervan geçmez yerde bir başına bırakıp gideyim?"
Alpay göz devirirken "Ulan Kahraman sinir etme beni ben bebek miyim ? Bakarım oğlum bir haftada kendime" diye söylendi.
"Olmaz öyle,teksin burada. Hastalandın diyelim ,kim bakacak. Hırsız girse napacaksın? Ya biri seni yalnız görse dikilse kapına...yazılsa falan sana bide öldürürüm o kadını ya da adamı!" diye kükredi Alpay'a doğru.
Alpay dumur olmuş bir ifadeyle sevgilisine bakarken kaşları havaya kalktı.
"Oğlum koca adamım ben bakarım başımın çaresine ya ! Hastalanırsam ararım seni. Hırsız falan girmez hem. Kim göz dikecek Kahraman ,kim napacak olum bana manyak mısın erkeğim ben erkek" diye mırıldandı.