26.BÖLÜM

34 3 0
                                    


Hastane; ilaç kokan, içinde bir tane bile mutlu insan olmayan içimizi titreten yer. Bu yer canımı yakıyordu, annemsiz ilk günümü burada geçirmiştim, ilk burada ağlamıştım. En kötü anılarım hep burada olmuştu. Her an ağlayabilirmişim gibi hissediyordum korku duyduğum bu yerde.

"Güneş sıra bize geldi." Umut'a döndüm hiçbir şey anlamayarak yüzüne baktım dinlemiyordum onu.

"Ne dedin?" diye sordum.

"Sıra bizde sevgilim."

"Tamam." Dedim yorgun bir şekilde ve ayağa kalktım. Umut benim için doktorun odasının kapısını açtı ben içeri girdikten sonra o da girip arkamızdan kapıyı kapattı.

"Hoş geldiniz." Dedi gülümseyerek bize bakan bayan doktor.

"Hoş bulduk." Dedi Umut.

"Her şey yolunda mı?" diye sordu doktor.

"Bilmiyorum." dedim

"Peki Güneş Hanım karnınızı açıp sedyeye uzanın." Doktorun dediğini yaptıktan sonra jel sürüp ultrason aletini karnıma bastırdı. Küçük siyah ekranda olgunlaşmış bir bebek görünüyordu ve o bebek benimdi.

"Şimdi kalp atışlarını duymak ister misiniz?" heyecanla kafamı salladım ve ritmik bir ses duymaya başladım. Tak tak tak gibiydi ve gözlerimin dolmasına sebep oluyordu.

"Buyurun kızınızın fotoğrafı." Dedi ve elimize ultrason fotoğrafını verdi ne ara çıkarttığını anlamadan. "Karnını temizleyebilirsin." Derken elime peçeteyi vermişti. Umut'un yardımıyla karnımı temizlemiştim.

Sedyede kalktım ve doktorun işaret ettiği masasının karşısındaki iki sandalyeye oturduk.

"Bebeğimizin durumu nasıl?" diye soruyorum kötü bir yanıt duymaktan korkarak.

"Bebeğiniz kayıtlarda otuz haftalık görünüyor ama maalesef üç hafta geriden geliyor. Bu yüzden erken doğum çok riskli olur ve bu çok olası bir durum. Sadece bebeğiniz değil Güneş Hanım sizin hayatınız da riske girebilir. Doğuma kadar iyi beslenmelisiniz bebeğinizin gelişimine katkı sağlar bunların yanında ben reçeteye vitamin hapı da yazacağım. Siz yine de her türlü olası duruma hazırlıklı olun ve en önemlisi moralinizi yüksek tutmaya çalışın."

"Bebeğim ölebilir mi?" diyorum sesim titrerken.

"Bakın Güneş Hanım sizi kötü etkilemek istemem ama bu olası bir durum. Bildiğim kadarıyla bebeğiniz üç aylıkken vurulmuşsunuz ve orada bebeğinizin ölmemesi mucize. Ben size kesin bir şey söyleyemem siz sadece beslenmenize ve moralinizi yüksek tutmaya dikkat edin ve size vereceğim vitamin haplarını düzenli bir şekilde kullanın."

Umut "Teşekkür ederiz." Diyor. Benim elimi tutarak sandalyeden kalkmama yardımcı olurken doktorda "Ne demek, bir dahaki randevuda görüşmek üzere." Diyor. Bense doktora hiçbir şey söylemiyorum.

Doktorun odasından çıkıyoruz, birkaç adımla kapının önünden uzaklaşıyoruz. Umut omuzlarımdan tutup beni kendine döndürüyor.

"İyisin değil mi Güneş."

"Evet, canım çok iyiyim." Diyorum gülümseyerek ama gözlerimin dolmasına engel olamıyorum.

"Sevgilim korkma her şey yolunda gidecek. Bebeğimiz çok sağlıklı olacak, sakın endişelenme." Diyor Umut güven verircesine omuzlarımı uzun parmaklarıyla sararken.

"Umut ya ölürse. Ben bebeğimi de kaybedersem bir daha asla kendime gelemem. Ben kahrolurum, yaşayamam." Diyorum gözyaşlarım akmak için hazırda beklerken.

PapatyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin