18.BÖLÜM

105 36 37
                                    


 Gözlerimi açar açmaz Umut'un yatağından hızlıca kalkıp üzerimi giyinmeye başladım. Bunu yaptığıma inanamıyordum. Bu kadar cesur değildim benim içime ne kaçmıştı dün akşam. Üzerimi giyindiğimde Umut gözlerini aralayıp "Günaydın." Dedi.

"Günaydın." Dedikten sonra saçlarımı bir yandan elimi tarak olarak kullanıp düzeltmeye çalışırken tekrar konuşmaya başladım. "Benim gitmem gerek annem aradı." Umut'un yüzüne bakmaya utanıyordum bu yüzden annem aradı diye yalan söylemiştim. Garip bulmasın diye yanağına bir öpücük kondurup hızlıca evden çıktım ve bir taksi çağırdım beş dakika içinde gelen taksiye binip evimizin adresini söylemiştim.

Taksi evin önüne gelince ücreti ödeyip indim hızlıca kendi binamızın içine girip asansörü çağırdım. Asansöre binip oturduğumuz kata bastım ve sakinlik içinde asansör yukarıya çıktı. Sırtımdaki çantadan evin anahtarını çıkarttım ve kapıyı açtım şanslıydım ki evde annem yoktu. Üzerimdeki kıyafetlerden kurtulup duşa girdim sıcak suyun üzerimdeki gerginliği geçirmesini yarım saat boyunca bekledim ama suçlu gibi hissediyordum. Pişman değildim hem de hiç, Umut'a tüm kalbimle güveniyordum.

Duştan çıkıp bornozuma sarıldım ve telefonumu elime alıp Beste'ye mesaj yazmaya başladım.

Ben: Beni kahvaltıya çağırsana.

Beste: Kahvaltıya bize gelsene :)

Ben: Tamam on dakikaya geliyorum.

Üzerime salaş bir tişört ve tayt giyip evden çıktım ve Bestelerin oturduğu binaya girdim. Kapıyı çaldım ve kısa sürede açıldı.

"Hoş geldin."

"Hoş buldum."

"Hasta mısın?"

"Neden hasta olayım ki?"

"Yüzün çok renksiz ve gözaltların mor."

"Dün Umut'la temizlik yaptık, yorgunum."

"Çok romantiksiniz nazar değmez inşallah. Kızım sen salak mısın? Millet sevgilisini bir ay görmeyince sokak sokak geziyor siz temizlik yapıyorsunuz."

"Evet salağım. Ayrıca film de izledik."

"Bravo büyük başarı." Derken ellerini birbirine yumuşak bir şekilde çarparak alkışlıyordu.

"Biz böyle mutluyuz. Ayrıca kurt gibi açım kahvaltı hazır mı?" diyerek mutfağa doğru yöneldim konuyu değiştirmek isteyerek. Beste'nin her zaman olduğu gibi mükemmel hazırladığı sofrayı görmek gülümseme sebep oldu bir tek kuş sütü eksik diyebileceğim sofralardandı.

"Ellerine sağlık." Diyerek bir sandalye çekip oturdum.

Tabağıma birkaç şey almaya başlarken Beste'de karşımdaki sandalyeye oturuyordu.

"Annem hiç aradı mı?"

"Evet, seni aramış ama açmamışsın. Tuvalette olduğunu söyledim çıkınca arar dedim sonra seni aradım ama açmadın."

"Bunu şimdi mi söylüyorsun?" dedim sinirli bir şekilde.

"Ne yapayım kızım daha yeni aklıma geldi." Derken sofradan kalkıp telefonumu elime aldım ve annemi aradım.

Annem telefonu sinirli bir şekilde açmıştı haklı olarak. "Güneş neredesin sen arıyorum arıyorum açmıyorsun?

"Bestedeyim anne, başka nerede olabilirim ki?" diyorum tedirgin bir şekilde.

"Akşam neden açmadın telefonu?"

Düşün Güneş, düşün. "Midemi üşüttüm, karnım çok ağrıyordu o yüzden unuttuk sabah olunca hemen aradım." Derin bir oh çektim yalanda kusur yoktu.

PapatyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin